Page 615 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 615

ISPARTA   HAYATI                                                                                                            617


               Bediüzzaman Hazretlerinin bizlere yazdığı cevabî Mektublarında, o
           kıymettar,  bînazîr  Üstad  Bediüzzaman  Hazretleri,  sizleri  binlerle  tebrik
           etmiş  ve  Anadolu'da  Kur'ân  ve  Îman  Kahramanlarının  halefleri  olan
           Nurcularla, Arabistan'daki Hakikat-ı Kur'âniyyeye müteveccih İslâmları,
           iki  Kardeş  olarak  Hizbül  Kur'ânın  Dairesi  içinde  çok  saflardan  iki
           mütevafık  ve  müterafık  saf  teşkil  ettiklerini  müjdelemiş.  Ve  o  Mü’min
           Kardeşlerimizin  Risale-i  Nur'la  ciddî  alâkalariyle  beraber,  bir  kısmını
           Arapçaya  tercüme  edip  neşretmek  niyetlerinizden  fevkalâde  memnun
           olduklarını ve mübarek İslâm Cemaatlerinin Urfa'daki Nur Şâkirdleriyle
           ve  Nur  Eczalariyle  himayetkârâne  alâkadar  olmasını  yazmaklığımızı
           bizlere emretmiş bulunuyorlar.

               Ey  aziz  ve  necib  kavm-i  Arabın  nûranî  âzaları!  Tarihin  a'makına
           gömülen ve mâziden istikbale atlayan Ecdatlarımıza, bu Millet-i İslâmı
           parçalamak için bin dörtyüz senedenberi hücum eden küffar orduları, en
           nihayet Birinci Harb-i Umumî'de emellerine muvaffak oldular. Türk ve
           Arap  iki  hakikî  Müslüman  Kardeşin  bin  senelik  sarsılmayan
           Muhabbetlerini pek çok desiselerle, yalanlarla söndürdüler. Ehl-i İslâmın
           ve nev-i beşerin Medar-ı Fahri ve bütün mevcudatın Sebeb-i Hilkati ve
           bütün  Füyuzat-ı  İlâhiyenin  mazharı  o  âlî  Peygamberin  Ravza-i
           Mutahharesine  yüzler  sürmek  için  pek  büyük  bir  İştiyakı  Kalblerinde
           yaşattıklarına tahammül edemediler. O âlî Peygamber-i Zîşanın küçücük
           bir İltifatına mazhar olmak için, Ruhlarına varıncaya kadar her şeylerini
           fedâ  ettiklerini  hazmedemediler.  Bin  dörtyüz  senedenberi  zeminin
           yüzünde,  zamanın  sahifeleri  üzerinde  ve  Şehidlerin  ve  Gazilerin  beyaz
           Kılınç Kalemleriyle kırmızı mürekkepleriyle yazıp tarihe emanet bırak-
           tıkları medar-ı iftiharları muhteşem Yazılarını Müslümanlara unutturmak
           istediler.  Bu  azimle  yürüyen  o  amansız  düşmanlar,  pek  acı  işkenceler
           altında ezdikleri Türk ve Arab bu iki Kardeşi, bir daha İttihad etmemek
           için  en  müthiş  muahedelerin  zincirleriyle  bağladılar.  Çelik  zincirler
           altında senelerle inlettirdiler. Her türlü şenaati Müslümanlığa icra ettiler.

               Heyhât!  İnayet-i  İlâhiyenin  tekrar  Yar  olacağını,  Risale-i  Nur  gibi
           pek  büyük  ve  pek  hârika  bir  Tefsir-i  Kur'ânla  ve  Onun  âlî  Müellifi
           Bediüzzaman'la, Müslümanlığın büyük Zaferini bilemediler ve göreme-
           diler. O Eserler ki, Vahdaniyyet-i İlâhiyye ile Risalet-i Muhammediyyeyi
   610   611   612   613   614   615   616   617   618   619   620