Page 610 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 610
Sekizinci Kısım
Isparta Hayatı
1950'den sonra
Üstad Said Nursî, Afyon Hapishanesinden 1949' da bir Eylül sabahı
tahliye edildi. İki komiser arasında faytonla bir eve geldi. Yanında
hizmetine bakan Talebeleri de vardı. Üstadın Afyon hapsinden sonraki
hayatında ve Hizmet-i Nuriyesinde şu surette bir İnkişaf görünür. Bu
tarihe kadar Üstad, evinde, geceleri hiç kimseyi bulundurmazdı. Akşam-
dan ta kuşluk vaktine kadar kapısı kilidli olarak kalırdı. Afyon hapsinden
sonra ise, Sadık Talebelerinden bazıları hususi hizmetinde kaldı. Üstadın
odası daima ayrı idi. Ancak bir hizmet olduğu vakit yanına gelinebilirdi.
Afyon hapsinden sonra Üstad -kendi tabirince- bir nevi Üçüncü Said
olarak görünüyordu. Çünki, bundan sonra Hizmet-i Nuriyye başka
safhalarda tezahür edecekti; külli bir İnkişaf olacaktı. Üstadın hizmetine
koşan ve Nur Hizmeti için yanına gelenler bilhassa mektebli gençler-
dendi. Rahmet-i İlâhiyye Afyon hapis musibetini çok cihetlerle Rahmete
çevirmişti.
Bir Vech-i Rahmet şu idi: Mahkeme günlerinde muhtelif vilâyet ve
kazalardan gelen Nur Talebeleri birbiriyle tanışarak; hem Üstad, hem
Risale-i Nur, hem Hizmet-i Nuriyye hususunda malûmat sahibi olurlar;
ve Uhrevî ve İmanî olan ve Rıza-yı İlâhî uğrundaki Nurdan kopup gelen
samimi bir Uhuvvet ile bir Kuvve-i Maneviyye elde ederlerdi. Mahkeme
günleri Üstad ve Talebelerinin Kahramanlar Kafilesi olarak saf halinde
mahkemeye gelişleri, Müminlerin Kalblerinde Allah için sonsuz bir
Muhabbet ve yakınlığa vesîle oluyordu. Bu mahkemeler, İman ve İslâm
davasına Hizmet için medar-ı teşvik hükmüne geçiyordu. Din düşmanla-
rının rağmına olarak bu musibet, Risale-i Nur Hizmet-i Îmaniyyesini
deruhte edecek ve onunla