Page 95 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 95

İLK  HAYATI                                                                                                                         97


               .........................................................................................

               Dördüncü Kelime: Bütün hayatımda hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeden
           kat'î bildiğim ve tahkikatların bana verdiği netice şudur ki: Muhabbete en
           lâyık  şey,  Muhabbettir;  ve  husûmete  en  lâyık  sıfat  husûmettir.  Yâni
           hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi te'min eden ve Saadete sevkeden Muhabbet
           ve sevmek sıfatı, en ziyade sevilmeye ve muhabbete lâyıkdır; ve hayat-ı
           içtimaiye-i beşeriyeyi zir ü zeber eden düşmanlık ve adavet, herşeyden
           ziyade  nefrete  ve  adavete  ve  ondan  çekilmeye  müstehak  ve  çirkin  ve
           muzır bir sıfattır.

               .........................................................................................

               Beşinci  Kelime:  Meşveret-i  Şer'iyyeden  aldığım  Ders  budur:  Şu
           zamanda bir adamın bir günahı, bir kalmıyor. Bazan büyür, sirayet eder,
           yüz olur. Bir tek Hasene, bazan bir kalmıyor, belki bazan binler dereceye
           terakki ediyor. Bunun Sırr-ı Hikmeti şudur:

               Hürriyet-i  Şer'iyye  ile  Meşveret-i  Meşrua,  hakiki  milliyetimizin
           hâkimiyetini gösterdi. Hakiki milliyetimizin Esası, Ruhu ise, İslâmiyet-
           dir. Ve Hilâfet-i Osmaniye ve Türk Ordusunun o milliyete Bayraktarlığı
           itibariyle  o  İslâmiyet  Milliyetinin  Sadefi,  Kal'ası  hükmündedir.  Arab-
           Türk hakiki iki Kardeş, o Kal'a-i Kudsiyenin Nöbetdarlarıdır.

               İşte bu Kudsî Milliyetin Rabıtasıyle, umum Ehl-i İslâm bir tek aşiret
           hükmüne  geçiyor.  Aşiretin  efradı  gibi  İslâm  Taifeleri  de  birbirine
           Uhuvvet-i İslâmiye ile murtabıt, alâkadar olur. Birbirine mânen (lüzum
           olsa  maddeten)  yardım  eder.  Güya  bütün  İslâm  Taifeleri,  bir  Silsile-i
           Nuraniye  ile  birbirine  bağlıdır.  Nasılki  bir  aşiretin  bir  ferdi  bir  cinayet
           işlese,  o  aşiretin  bütün  efradı,  o  aşiretin  düşmanı  olan  başka  aşiretin
           nazarında  bütün  efradı  müttehem  olur.  Güya  her  bir  ferd,  o  cinayeti
           işlemiş  gibi  o  düşman  aşiret  onlara  düşman  olur.  O  tek  cinayet,  binler
           cinayet  hükmüne  geçer.  Eğer  o  aşiretin  bir  ferdi,  o  aşiretin  mahiyetine
           temas eden medar-ı iftihar bir iyilik yapsa; o aşiretin bütün efradı onunla
           iftihar eder. Güya herbir adam aşirette o iyiliği yapmış gibi iftihar eder.

               İşte bu mezkûr Hakikat içindir ki; bu zamanda, hususan kırk elli sene
           sonra; seyyie, fenalık, işliyenin üstünde kalmaz; belki, milyonlar Nüfus-u
           İslâmiyenin  hukukuna  tecavüz  olur.  Kırk  elli  sene  sonra  çok  misalleri
           görülecek.
   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100