Page 389 - Hristiyanlar Hz İsa'yı Dinlesinler
P. 389

Adnan Oktar
                                        Harun Yahya




                     Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar

                 Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930'la rın
             son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha yay gın is miy le neo-
             Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo nun ya nı -
             na "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen -

             le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya da kop ya la ma ha ta la rı so nu cun -
             da olu şan bo zul ma la rı ek le di. Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz
             olduğunu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-
             Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türü-
             nün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks or-
             ganlarının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç
             sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan
             açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler,
             aksine her zaman için canlılara zarar verirler.
                 Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahip-
             tir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar
             verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:

                 Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak mey da na
                 ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik, mu tas yon la rın ev -
                 rim sel bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni gös te rir. Za ten yük sek de re -
                 ce de özel leş miş bir or ga niz ma da mey da na ge le bi le cek rast lan tı sal bir de ği -
                 şim, ya et ki siz ola cak tır ya da za rar lı. Bir kol sa atin de mey da na ge le cek
                 ras ge le bir de ği şim kol sa ati ni ge liş tir me ye cek tir. Ona bü yük ih ti mal le za -
                 rar ve re cek ve ya en iyi ih ti mal le et ki siz ola cak tır. Bir dep rem bir şeh ri ge -
                 liş tir mez, ona yı kım ge ti rir. (Charles Darwin, The Origin of Species: A
                 Facsimile of the First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 179.)

                 Ni te kim bu gü ne ka dar hiç bir ya rar lı, ya ni ge ne tik bil gi yi ge liş ti -
             ren mu tas yon ör ne ği göz lem len me di. Tüm mu tas yon la rın za rar lı ol -
             du ğu gö rül dü. An la şıl dı ki, ev rim te ori si nin "ev rim me ka niz ma sı" ola -
             rak gös ter di ği mu tas yon lar, ger çek te can lı la rı sa de ce tah rip eden, sa -




                                             387
   384   385   386   387   388   389   390   391   392   393   394