Page 392 - Hristiyanlar Hz İsa'yı Dinlesinler
P. 392
Hristiyanlar İsa Mesih'i
Dinlesinler
Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir
yandan da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sü-
rüngen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşır-
ken, bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar or-
taya çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sa-
kat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Evrimciler geçmişte yaşamış ol-
duklarına inandıkları bu hayali varlıklara "ara-geçiş formu" adını ve-
rirler.
Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sa-
yılarının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir.
Ve bu garip canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlan-
ması gerekir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde bunu şöyle açıklamıştır:
Eğer te orim doğ ruy sa, tür le ri bir bi ri ne bağ la yan sa yı sız ara-ge çiş çe şit le ri
mut la ka ya şa mış ol ma lı dır... Bun la rın ya şa mış ol duk la rı nın ka nıt la rı da
sa de ce fo sil ka lın tı la rı ara sın da bu lu na bi lir. (Charles Darwin, The Origin
of Species, s. 172, 280.)
Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosillerinin bir
türlü bulunamadığının da farkındaydı. Bunun teorisi için büyük bir
açmaz oluşturduğunu görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni kitabı-
nın "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) adlı bölümünde şöy-
le yazmıştı:
Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden
sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karmaşa
halinde değil de, tam olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara ge-
çiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katma-
nında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka
böyle bağlantılarla dolu değil? (Charles Darwin, The Origin of Species, s.
172, 280)
390