Page 303 - Kuran ile Hayat Nasıl Yaşanır
P. 303

Adnan Oktar (Harun Yahya)


                Gözle ilgili konuya geçmeden önce "Nasıl görürüz?" sorusuna kısaca
             cevap verelim. Bir cisimden gelen ışınlar, gözde retinaya ters olarak düşer.
             Bu ışınlar, buradaki hücreler tarafından elektrik sinyallerine dönüştürülür
             ve beynin arka kısmındaki görme merkezi denilen küçücük bir noktaya
             ulaşır. Bu elektrik sinyalleri bir dizi işlemden sonra beyindeki bu merkezde
             görüntü olarak algılanır. Bu bilgiden sonra şimdi düşünelim:
                Beyin ışığa kapalıdır. Yani beynin içi kapkaranlıktır, ışık beynin bulun-
             duğu yere kadar giremez. Görüntü merkezi denilen yer kapkaranlık, ışığın
             asla ulaşmadığı, belki de hiç karşılaşmadığınız kadar karanlık bir yerdir.
             Ancak siz bu zifiri karanlıkta ışıklı, pırıl pırıl bir dünyayı seyretmektesiniz.
                Üstelik bu o kadar net ve kaliteli bir görüntüdür ki 21. yüzyıl teknolojisi
             bile her türlü imkana rağmen bu netliği sağlayamamıştır. Örneğin şu anda
             okuduğunuz kitaba, kitabı tutan ellerinize bakın, sonra başınızı kaldırın ve
             çevrenize bakın. Şu anda gördüğünüz netlik ve kalitedeki bu görüntüyü
             başka bir yerde gördünüz mü? Bu kadar net bir görüntüyü size dünyanın
             bir numaralı televizyon şirketinin ürettiği en gelişmiş televizyon ekranı dahi
             veremez. 100 yıldır binlerce mühendis bu netliğe ulaşmaya çalışmaktadır.
             Bunun için fabrikalar, dev tesisler kurulmakta, araştırmalar yapılmakta,
             planlar ve tasarımlar geliştirilmektedir. Yine bir TV ekranına bakın, bir de
             şu anda elinizde tuttuğunuz bu kitaba. Arada büyük bir netlik ve kalite farkı
             olduğunu göreceksiniz. Üstelik, TV ekranı size iki boyutlu bir görüntü gös-
             terir, oysa siz üç boyutlu, derinlikli bir perspektifi izlemektesiniz.
                Uzun yıllardır on binlerce mühendis üç boyutlu TV yapmaya, gözün
             görme kalitesine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Evet, üç boyutlu bir televizyon
             sistemi yapabildiler ama onu da gözlük takmadan üç boyutlu görmek müm-
             kün değil, kaldı ki bu suni bir üç boyuttur. Arka taraf bulanık, ön taraf ise
             kağıttan dekor gibi durur. Hiçbir zaman gözün gördüğü kadar net ve kaliteli
             bir görüntü oluşmaz. Kamerada da, televizyonda da mutlaka görüntü kaybı
             meydana gelir.
                İşte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluşturan mekanizmanın


                                          301
   298   299   300   301   302   303   304   305   306   307   308