Page 309 - Kuran ile Hayat Nasıl Yaşanır
P. 309
Adnan Oktar (Harun Yahya)
kimselerin, yaptıkları büyülerle insanları etkilediklerini, Hz. Musa (as) ve
Firavun arasında geçen bir olayla bizlere bildirmektedir. Hz. Musa (as),
Firavun'a hak dini anlattığında, Firavun Hz. Musa (as)'dan, kendi "bilgin
büyücüleri" ile karşı karşıya gelmesini ister. Hz. Musa (as) bu karşılaşma
için insanların toplandığı bir bayram gününü ve kuşluk vaktini seçer. Hz.
Musa (as) büyücülerle karşılaştığında, büyücülere önce onların marifet-
lerini sergilemelerini emreder. Bu olayın anlatıldığı ayet şöyledir:
(Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atınca, insanların gözlerini bü-
yülediler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir ge-
tirmiş oldular. (Araf Suresi, 116)
Görüldüğü gibi Firavun'un büyücüleri yaptıkları "aldatmacalar"la Hz.
Musa (as) ve ona inananlar dışında- insanların hepsini büyüleyebilmişlerdir.
Ancak, onların attıklarına karşılık Hz. Musa (as)'ın ortaya koyduğu delil,
onların bu büyüsünü, ayette bildirildiği gibi "uydurduklarını yutmuş"
yani etkisiz kılmıştır:
Biz de Musa'ya: "Asanı fırlat" diye vahyettik. (O da fırlatınca) bir
de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp yutuyor.
Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçer-
siz kaldı. Orada yenilmiş oldular ve küçük düşmüşler olarak ters-
yüz çevrildiler. (Araf Suresi, 117-119)
Daha önce örneğini verdiğimiz bu kıssada, Hz. Musa (as)'ın cansız bir
tahta parçası olan asasını atması, bu asanın hemen canlanması ve diğer
her şeyi yutan tam teşekküllü bir varlık haline gelmesi, Firavun ve taraf-
tarlarının sahte düzenlerini –yani evrimi– altüst etmiştir. Ayetlerde bildi-
rildiği gibi, daha önce insanları büyüleyerek etkileyen bu kişilerin yaptık-
larının bir sahtekarlık olduğunun anlaşılması ile söz konusu insanlar
küçük düşmüşlerdir. Günümüzde de bir büyünün etkisiyle, bilimsellik
kılıfı altında son derece saçma iddialara inanan ve bunları savunmaya
hayatlarını adayanlar, eğer bu iddialardan vazgeçmezlerse gerçekler tam
anlamıyla açığa çıktığında ve "büyü bozulduğunda" küçük duruma düşe-
307