Page 28 - Materyalizmin Çöküşü
P. 28

fl›lanmad›. Zira Fox'un elde etti¤i anlams›z aminoasit zincirlerinin
             (proteinoidlerin) do¤al koflullarda oluflmayaca¤› çok aç›kt›. Dahas›,
             canl›lar›n yap›tafllar› olan proteinler hala elde edilememiflti. Protein-
             lerin kökeni problemi bafllang›çta oldu¤u gibi hala ayaktayd›. 1970'li
             y›llar›n popüler bilim dergisi Chemical Engineering News'da yay›nla-
             nan bir makalede Fox'un gerçeklefltirdi¤i deney hakk›nda flöyle deni-
             yordu:
                  Sydney Fox ve di¤er araflt›rmac›lar, çok özel ›s›tma teknikleri
                  kullanarak, dünyan›n ilk devirlerinde hiç varolmam›fl flartlar-
                  da aminoasitleri "proteinoidler" ad› verilen bir flekilde, birbi-
                  rine ba¤lamay› baflarm›fllard›r. Bununla beraber bunlar, can-
                  l›larda bulunan çok düzenli proteinlere hiç benzememekte-
                  dir. Bunlar, hiçbir ifle yaramayan, düzensiz lekelerden baflka
                  birfley de¤ildirler. ‹lk devrelerde bu moleküller e¤er gerçek-
                  ten meydana gelmifllerse bile, bunlar›n parçalanmamalar›
                  mümkün de¤ildir. 15
             Gerçekten de Fox'un elde etti¤i "proteinoidler" gerçek proteinlerden
             yap› ve ifllev olarak tamamen uzakt›r. Bir canl› proteininde amino-
             asitler, belirli çeflit, miktar, dizilim ve üç boyutlu yap›da birlefltikleri
             için bir anlam ve ifllev kazan›rlar. Ortalama 400 ile 1000 aras›nda
             aminoasitten meydana gelen tek bir protein molekülü, üç boyutlu bi-
             çimine ve içerdi¤i aminoasitlerin say›, çeflit ve dizilifllerine ba¤l› ola-
             rak tek bir hücre içerisindeki di¤er binlerce protein molekülüyle be-
             raber de¤iflik fonksiyonlar yerine getirir.
             Ancak Fox'un üretti¤i dairesel biçimdeki ilkel ve düzensiz molekül-
             lerden ibaret olan proteinoidler, bilinçli bir dizayna sahip olmad›kla-
             r›ndan hiçbir ifle yaram›yorlard›. Proteinlerle aralar›nda, karmafl›k
             bir teknolojik cihazla, ifllenmemifl bir metal y›¤›n› kadar fark vard›.
             Dahas›, bu düzensiz aminoasit y›¤›nlar›n›n bile ilkel atmosferde ya-
             flama flans› yoktu. Dünyan›n o günkü flartlar›nda yeryüzüne ulaflan
             yo¤un ultraviyole ›fl›nlar› ve kontrolsüz do¤a koflullar›n›n do¤urdu-
             ¤u zararl› tahrip edici fiziksel ve kimyasal etkenler, bu proteinoidle-
             rin dahi varl›klar›n› sürdürmelerine imkan vermeden parçalanmala-  HARUN YAHYA
             r›na neden olacakt›. Aminoasitlerin ultraviyole ›fl›nlar›n›n ulaflama-
             yaca¤› flekilde suyun alt›nda bulunmalar› ise, Le Châtelier prensibi
                                                                      23
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33