Page 584 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 584

munluktan yeni ç›km›fl, tam geliflmemifl insan" yap›s›nda ve görünümünde olmalar› gerekirdi. Oysa
                     böyle birfley söz konusu de¤ildir. Homo Erectus'un kafatas›n›n anatomik özelliklerinin günümüzde de
                     görülmesi, hem Homo Erectus'un ilkel bir tür olmad›¤›n› hem de evrimcilerin "insan›n soy a¤ac›" senar-
                     yosunun yalan oldu¤unu gösterir.

                          K›saca, geçmiflte yaflam›fl olan baz› insan ›rklar›n›n günümüzde yaflayan insanlardan farkl› anato-
                     mik yap›ya sahip olmalar› hiçbir flekilde evrime delil olamaz. Anatomik farkl›l›k tarihin her dönemin-
                     de, farkl› her insan ›rk› aras›nda görülebilir. Amerikal›larla Japonlar›n, Avrupal›larla Aborjinlerin, Es-
                     kimolarla Zencilerin veya pigmelerin kafataslar› ayn› de¤ildir. Ama bu durum, söz konusu ›rklar›n bi-

                     rinin di¤erinden daha geliflmifl veya daha geri oldu¤unu göstermez.
                                                                                         Bundan binlerce y›l sonra, 2000'li y›llarda ya-
                                                                                     flam›fl 1.90 boylar›nda iri yap›l› bir Amerikal›n›n

                                                Bir Aborjin soyu, bir baflka soy ile  kafatas›n› bulan gelece¤in bilim adamlar›, bu ka-
                                                kar›flmad›¤› sürece daima ayn›        fatas›n›, yine 2000'li y›llarda yaflam›fl 1.60 boyla-
                                                özelliklerde kalacakt›r. Örne¤in bir  r›nda bir Japon'un kafatas›yla karfl›laflt›rsalar,
                                                Bat› Avupal› ›rka dönüflmeyecektir.
                                                Ne kadar zaman geçerse geçsin, bu    baflta büyüklük olmak üzere pek çok farkl›l›k gö-
                                                insanlar daha farkl› özelliklere sa-  receklerdir. Bu farkl›l›klara dayanarak, Japonla-
                                                hip olacak flekilde evrimleflmeye-     r›n ilkel bir insan›ms› oldu¤unu, Amerikal›lar›n
                                                cek, kafatas› hacimleri flu an oldu-
                                                ¤undan daha fazla büyümeyecek,       ise hayali evrim basama¤›nda daha ileri bir canl›
                                                farkl› anatomik özelliklere sahip    oldu¤unu öne sürseler, elbette do¤ruyu yans›t-
                                                olmayacaklard›r.                     mayan bir yorumda bulunacaklard›r.

                                                                                         Üstelik kafatas› boyutu bir insan›n zekas›n›n
                                                                                     veya kabiliyetlerinin ölçüsü de de¤ildir. Beden
                                                                                     yap›s› geliflmifl, ama zekas› yeterince geliflmemifl
                                                                                     pek çok insan vard›r. Ayn› flekilde, bedeni ve do-

                                                                                     lay›s›yla kafatas› di¤er insanlara göre daha kü-
                                                                                     çük olan, ancak çok zeki birçok insan bulunmak-
                                                                                     tad›r. Bu insanlar›n kafataslar›n›n, gelecekteki
                                                                                     baz› bilim adamlar› taraf›ndan, sadece boyutlar›-

                                                                                     na dayan›larak sözde evrimsel s›ralamaya sokul-
                                                                                     mas›n›n elbette bilimsel bir de¤eri olmayacakt›r.
                                                                                     Çünkü bu s›ralama gerçekleri yans›tmayacakt›r.
                                                                                     Kafatas› hacmi farkl›l›¤›n›n, zeka ve beceri yö-

                                                                                     nünden hiçbir fark oluflturmad›¤› bilinen bir ger-
                                                                                     çektir. Hayat› boyunca yo¤un zihinsel faaliyetler-
                     de bulunan bir insan›n kafatas› büyümez, zekas› güçlenir. Zeka, beynin hacmine göre de¤il, beynin
                     kendi içindeki organizasyonuna göre de¤iflir.          3



                          Maymunlar›n Taklit Kabiliyetleri Onlar›n ‹nsana Dönüflece¤i Anlam›na Gelmez

                          Darwinistlerin, insanlar›n sözde maymunlardan türedikleri iddialar›na dayanak göstermeye çal›fl-
                     t›klar› bilgilerden biri de, baz› maymun türlerinin taklit kabiliyetleridir.

                          Maymunlar, karfl›lar›nda gördükleri hareket ve tav›rlar› taklit edebilme yetene¤ine sahiptirler. Ve-
                     rilen e¤itimler do¤rultusunda, eflyalar›n flekillerini ve renklerini ay›rt edebilir, zekice tepkiler göstere-
                     bilirler. Ama bu, günün birinde insana dönüflmelerini sa¤lamaz. E¤er böyle olsayd› zeki oldu¤u bilinen
                     di¤er hayvan türlerinin de zamanla insan olmalar› gerekirdi. Örne¤in papa¤anlar da e¤itildikleri tak-

                     dirde kareyi yuvarlaktan, k›rm›z›y› maviden ay›rt edebilmekte, kendisinden istenilen flekilde eflyalar›
                     yerlefltirebilmektedir. Üstelik papa¤anlar›n maymunlara ek olarak bir de, sesleri taklit ederek konuflma
                     yetenekleri vard›r. Bu durumda, Darwinistlerin mant›ks›z iddialar›na göre, papa¤anlar›n insana dönüfl-
                     me ihtimali çok daha yüksek olmal›d›r.

                          Zeki olmalar›yla bilinen bir di¤er canl› da tilkilerdir. Darwinistlerin ak›l ve bilim d›fl› mant›k örgü-




                582 Yarat›l›fl Atlas›
   579   580   581   582   583   584   585   586   587   588   589