Page 57 - Okul Dergisi Mayıs 2025
P. 57

HOŞ BİR SEDA             57







          NASRETTİN HOCA VE ÖĞRENMENİN DEĞERİ:

            Bir  gün  Nasrettin  Hoca,  köy-  şeyleri geri almak çok zordur. İnsa-  li şey zamanımız.
          deki  bir  grup  insanla  sohbet  edi-  nın en değerli sermayesi zamandır
          yormuş. Aralarından biri, Hoca’ya   ve doğru kullanmadığı zaman, kay-    Nasrettin Hoca gülümseyerek:
          yaklaşarak:                        bolan  zaman  geri  gelmez.  Başarı,
                                             zamanın  değerini  bilmekle  başlar.   - Evet, doğru. O yüzden doğru
            - Hocam, çok çalıştım ama iste-  Çömleği  kırmadan  önce  dikkatli   zamanda doğru şeyi yapmak, ger-
          diğim başarıyı bir türlü elde edeme-  olmalısın.                       çek başarıyı getirecek.
          dim, ne yapmalıyım, diye sormuş.
                                                Adam biraz düşündükten sonra:                Meryem ALZARİE
            Nasrettin  Hoca,  ona  biraz  dü-                                                               9/B
          şündükten sonra bir soru sormuş:      - Anlıyorum hocam. Demek ki
                                             her şeyin bir bedeli var ve en değer-
            - Eğer bir çömleği kırarsan, onu
          tekrar eski haline getirebilir misin?

            Adam şaşkın bir şekilde:


            - Tabii ki, kıramam zaten. Kırı-
          lan çömlek bir daha eski haline gel-
          mez, değil mi?

            Nasrettin  Hoca  gülümseyerek
          başını sallamış:

            - İşte, hayat da öyledir. Bir insa-
          nın zamanını ve çabasını harcadığı











            Bir gün Nasrettin Hoca bir köyde dolaşır-
          ken köylüler ona sorarlar:                                Nasrettin Hoca ve Kapı:
            - Hoca, dünya hakkında ne düşünüyorsun?                 Bir  gün  Nasrettin  Hoca,  köydeki  bir  arkadaşı-
            Nasrettin Hoca gülerek cevaplar:                     na misafirliğe gitmiş. Arkadaşının evine geldiğinde
            - Dünya, bir kitap gibidir. Sayfalarını çe-          kapıyı çalmış ve içeriden “Gelsene, kapıyı açtım!”
          virdikçe yeni şeyler öğrenirsin ama kitabın ba-        cevabını almış. Fakat Nasrettin Hoca kapıyı açmaya
          şına dönmeden bir şeyler anlamaya çalışmak,            çalışırken bir türlü açamamış.
          seni doğru yoldan alıkoyar.                               Hoca, biraz uğraştıktan sonra içeriye bağırmış:
            Köylüler şaşkın bir şekilde:                            - Sen bana kapıyı açtığını söyledin ama kapıyı aç-
            - Nasıl yani Hoca?                                   mak için bir şeyler yapman gerekmez mi?
            Nasrettin Hoca gülümseyerek devam eder:                 Arkadaşı şaşkın bir şekilde cevap vermiş:
            - Dünyayı doğru anlamak için, önce geç-                 - Ama kapı zaten açıldı!
          mişi  anlamalı,  sonra  da  geleceği  düşünmeli-          Nasrettin Hoca gülerek şöyle demiş:
          sin. Geçmişi bilmeden geleceğe yön vermek,                - Kapı açılabilir ama senin onu açman gerekirdi.
          sadece tahmin yapmaktır. Gerçek bilgelik, iki          Dünya da bazen bize fırsatlar sunar ama bunları elde
          zaman dilimi arasındaki bağlantıyı görmektir.          etmek için çaba sarf etmemiz gerekir. Fırsatlar kapı-
                                                                 da durmaz, onları biz açmalıyız.
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62