Page 33 - isgaldebursa
P. 33
kadar ben köşeyi dönüp kaçarım” diye
düşünmüş. Babam buradan kaçmayı
başarmış. Arkasından kurşun atmışlar
fakat isabet ettirememişler. Evin içine
giren Yunan askerleri köfünün içinde
saklanan Fezail Dedenin babası Kamil
Ağa’ya dipçikle vurup kafasını gözünü
yarmışlar ve kan içinde bırakmışlar.
Yunanlılar oradan çıkıp gitmişler.
Yolda tarladan gelen veya tarlada
çapa yapan Mustafa Çavuş ve kızına
rastlamışlar. Yunan askerleri, Mustafa
Çavuş’un kızına göz dikmişler. Bunun
üzerine Mustafa Çavuş ; “İmdat, yetişin
din kardeşleri, kızımı götürüyorlar”
diye bağırmış. Babam da evdeki mav-
zerleri çıkartıp Ali Efe, Mehmet Yörük,
Şerif Amcam’a ve birkaç kişiye bunları
dağıtmış. Yunanlılar da kızı bırakıp
atlara ters binip Engüre’ye doğru
gitmeye başlamışlar. Babamlar da
Canip Efe -60 yaşında iken (Elinde değnek olan) Önünde oturan kişi ise oğlu Ahmet
onlardan hızlı davranarak Engüre’ye
da kumandanı olduğu halde giderken böylece kendilerini çevirmeye çalı- giden yolu bağlamışlar. Babam, ya-
babam da karnından vurulup yarala- şan müfreze de dağılmış. Orada bir nındakilere “Ben silah atmadan kimse
nıyor. İlk yardım yerine varıldığında karakola gelmişler. Bizim karnımız atmasın” diye tembih etmiş. Askerler
hemen kumandan tedavi altına alı- çok aç demişler. Karakolda kumandan Yunanca konuşarak atların üzerinde
nıyor. Rasim Bey konuşamadığından bunlara gözleme yaptırmış. Onlar da geliyorlarmış. Babam tek bir kurşunda
bir kağıda “Beni getiren nefer geriye karınlarını doyurmuşlar. Kumandan, ikisini de vurmak için fırsat kollamış.
dönsün” diyor. Babam da “ben de ya- “Emir geldi, sakın hiçbir yere sal- Çünkü Engüre’deki Yunan karargâhın-
ralıyım” diyor. Böylece babam Rasim dırmayın, şubelerinize kadar gidin” dan silah patlamaları duyulabilir diye
Bey’le birlikte İstanbul’da 41 gün teda- deyip babamlara bir belge vermiş. O düşünmüşler. Fazla gürültü çıkarma-
vi görüyorlar. Tedaviden sonra Rasim belge ile Orhaneli’ye kadar gelmişler. dan vurmayı düşünmüşler. Babamlar
Beyle babam Çanakkale’ye dönüyorlar. Orhaneli’de şubeye teslim olmuşlar. gürümlerin içine saklanmışlar. En
Bu arada cephe kapanınca babamları Şubedekiler silahlarını bile almamış. sonunda derenin olduğu yere gelince
güney cephesine gönderiyorlar. Bu O zaman her taraf Yunan işgaline Yunanlılardan biri atından inip su
cephe de bozulunca Türkiye’ye yaya girmiş. Babam da köyüne gelmiş. Ve içmeye başlamış. Engüre’ye giden
olarak geri dönüyorlar. 35-40 kişi gün- köyde muhtar olmuş. Engüre Köyü’ne yolun üzerinde, Değirmenin önündeki
lerce aç susuz bir şekilde yürüyorlar. Yunanlılar karargâh kurmuş. derede, Hacı Ali Rıza ve Hacı Osman’ın
Yolda sırtlarında ekmek dolu heybe değirmeninin olduğu yerde Yunan
olan iki Çingen kadın görüyorlar. Bun- Yunan Bursa havalisini işgal etmiş. askerinin birini babam tek kurşunda
lara dur dediklerinde kadınlar durmu- Köyün işini görecek kimse olmadı- vurmuş. Öbür askere de ateş etmişler
yorlar. Kadınlar durmayınca havaya ğından babam da köyde muhtar fakat o da babamlara birkaç el ateş
silah atıyorlar. Kadınlar da duruyorlar. olmuş. Engüre’de karargâh kurmuş açıp kaçmayı başarmış. Bu olaydan
“Korkmayın kardeşim, biz açız, bizlere olan Yunanlılardan iki asker bizim sonra babamlar hemen köye dönmüş-
birer dilim ekmek verir misiniz?“ di- köye gelmiş. Önce muhtarı bulun bize ler, Yunanlıların köye gelip yakacak-
yorlar. Kadınlar da açın parkelerinizi demişler. Babam da onların karınla- ları düşüncesiyle tüm köylüyü Kaplan
deyip heybelerindeki ekmekleri onlara rını doyurmuş. Karınlarını doyuran Dağı’na götürmüşler. Köyden sadece
veriyorlar. Onlar da birer dilim ekmek Yunan askerleri babamdan bu sefer babamın anası Meryem, yaşlılığından
yiyerek Tokat’a kadar geliyorlar. Bura- kadın istemiş. Babam da “kadın yok, dolayı gidememiş. Oğlum ben yaşlıyım
da yine acıkıyorlar. Ve burada soygun biz Müslüman ve Türküz” demiş. gidemeyeceğim demiş. Babam da ona
yapmak zorunda kalıyorlar. Köprüye Askerler de babama süngü doğrult- “arada bir gelip bakacağım” demiş.
gelen iki askeri soyuyorlar. Başlarında muşlar. Bunu gören babamın halası Babam, tüm köylüyü Kaplan Dağı’na
da bir Arap Başçavuş varmış. Babam- Vahide Halam, “Canip’i götürüyorlar” götürmüş. Köye gelen giden var mı
lara durdurun şunları demiş. Tabanca diye bağırmaya başlamış. “Hani kadın diyerek atıyla mezarlığa kadar gelip
ve çizmelerini alıyorlar. Babamlar yoktu” diyerek babama silah çekmiş- bakarmış babam.
daha sonra Kızılırmak kenarına ler. Babam da “Durun ben size kadın Ertesi gün amcası Şerif ve bir kaç ar-
gelmişler. Ay ışığında bir müfrezenin bulacağım” demiş. Kamil Ağa’nın kadaşıyla beraber bir gün önce kaçan
geldiğini görmüşler. Sürüne sürüne evinin başına gelmişler. Babam “İşte Yunan askerini aramaya gitmişler.
bir tepeye tırmanmışlar. Onlar da bu evde kadın var” demiş. Silahları Ararken cevizin dibinde Yunan askeri-
dağın etrafını sarmışlar. Babamlar da ise omuzlarındaymış. İçlerinden biri ni görüyorlar. Babam, Şerif amcama;
boş olan yerlere bombaları atmışlar içeriye girmiş. Babam da bu arada “O “Şurdan bir taş al at, ben vurayım”
silahı omzundan indirip ateşleyene
29