Page 137 - Bursa
P. 137

t  :  31   10  .  7  .  1336  C  :  2
           dişim  göstermeli.  Yalnız  muhafaza  edilmeli  demekle  rulsun,  hayattım  mı  muhafaza  yoksa  namusunu  mu
           olmaz.  Efendiler,  deminden  arkadaşlarım ızdan  birinin  muhafaza  edersin?  Bendeniz  hiç  bîr  Müslüman  ta­
           verdiği  izahattan  öğrendiğimiz,  Bursa'da  namus  ve  savvur  edemiyorum  ki  hayatını  namusuna  tercih  ede.
           ismet  payima!  edilmiş  ve oradan  kovulmuş  olan  Hü­  'Elbette  namusum  kalsm,  ben  öleyim  der.  Binaen­
           kümeti  islâmiyeyi  takviye  için  millot  kendisini  göster­  aleyh  mademki  BursaMa  bu  kadar  fecayie  inzkna-
           meli  ve  kuvvetini  biraz  sarf etmeli.  Yalnız  istemek...  men  namusa  tecavüz  ediliyor,  bir  islâm  kalıncaya
           Kuvveti  vermedikten  sonra  istemek  olmaz.  Eğer  gök­  kadar  hatta  kalmayıncaya  kadar  çalışmak,  şu  vatanı
           ten  bir  kuvvet gelecek  de o 'kuvvet  bizi kurtaracak  diye  kurtarmak,  herkesten  evvel  bu  Meclisi  Aliye  bir  ve-
           •bekliyorsak  bu  haltadır.  Her  şeye  lâkaıyıit  katmak,  son­  cibei  zimmettir.  Bilfarz  efendiler  Britanya"}!.  o  in­
           ra da ne yapmalı, bakmadınız  demek zannedersem biraz   giltere'nin  mülevves  muhitini  feth  ve  teshir  örmek
           manirıksiîZfık  olur.  Oebir  ile, «ilâhla, cepheye  bugün  as-  'lâzımgehe  bendeniz  bir  islâm  kanını  çok  görüüüm.y
           Iker  şevkiyle  cephe  müdafaa  edilmez.  Cephe  bu  gün  O  mülevves  muhit  bir  islâm  kanına  değmez.  Fakat
           iman  ile  müdafaa  edilir.  Efendiler,  millet  kendisini  bugün  biz  mütecaviz  değiliz,  ımüteeaviziaWhüz.  Onun
           toplasın,  bu  gördüğü, işittiği  vökaıyiio ne 'kadar  dühiraş  İçin  bîr  fert  kalıncaya  kadar  çalışacağız.  Bir  de  mü­
           olduğunu  gönsün,  takdir  etsin,  koşsun.  Biz  de  onlarla  saadenizle  bir  şairi  hassas:  Vaktiyle  kalya  hakkında
           •beraber  önlerinde  gidelim.  Onun  için  yalnız  ağlamak­  •kısacık  bir  manzume  söylemişti,  Bendeniz  onu  şu
           la  vakit  geçirmeyelim.  Ağlamamızı  dindirmek  için  •kürsü  tmıallâıden  Yunan  hakkında  söyleyeceğim:
          esbap  taharri  edelim.  (Alkışlar).  O  vakit  düşmanı  bu  «...  Öç  almak,  işte  kalbimi  askiyte  dolduran  ezmek,
           günkü  manız  kaldığımız  tecavüzattan  menetnriş  olu-  Yunan  zalimi  görmek  bu  milleti,  sahrası  kan,  de­
           urz. (Alkışlar)                                 nizleri  kan,  asumanı  kan...»  (Alkışlar).

              AUİ  SÜRUKt   EFENDİ    (Karahisarı  Şarkî)  —  NECATİ  BEY  (Erzurum)  —  Arkadaşlarımızdan
           Efendiler,  korkunun  pek  çok  olduğu  yerde  cesaret  ar­  birisi  kuvvetimiz  varsa  haydi  diye  bir  söz  sarfetti.
           tar  derler.  Bendeniz  de  buna  bir  şey  ilâve  edeceğim.  Evet  efendiler;  kuvvetimiz  varıdır.  Fakat  burada  felâ­
           Sözün, hitabenin, nutkun  uzadığı vakitlerde maalesef te­  ketler  tevali  ettikçe  kalbimizde  tevali  eden  bu  adları
           essür  ve teheyyüç o nispette  azairyor. Kelâmın hayırlısı   ihsas  etmekle  ne  gökten  yağar  ne  yerden  blirer.  Kuv­
           (hem  kalili  ve  hem  maksada  delil  olanıdır.  Bendeniz  vet  bu  gün  'bu  memlekette  mevcuttur.  Hatırıma  gelen
           Meclisi  Âliye  iştirak  İte  müşerref  olduğuni'dan  ıberi, -  bir  tedbiri  yarından  itibaren  talrbik  için bu  heyete  arz
           affınıza  mağruren  arz  ederim,  pek  ziyade  söze  mep-  ediyorum.  Tevessül  edelim  burada  acı  acı  ağlamaya
           telâ  olduğumuzu  görüyorum.  Efendiler,  Islâmda  söz  lüzum  yoktur.  Hükümet  de  verdiği  izahatta  dediği
           devri  çoktan  geçmiştir.  Biz  iş  zamanındayız,  fiiliyat  gibi,  bugün  umumi  seferberlik  itamma  lüzum  yototar.
           ister.  Eğer  uzun  söylemekten  bu  milleti  neeibeye,  bu  l Bu  gün  hizmeti  askeriyeyi  ifa  etmiş  bir  çok  efradı
           zavallı  vatana  zerre  kadar  fayda  tasavvur  buyurulur-  askeriye  vardır  ki,  küçük  zabitlik  rütbesini  İhraz  et­
           sa  bendeniz  'Heyeti  CeÜlenizin  en âciz ve en malûmat -  mişlerdir.  Yeni  silah  altına  alınan  kuvvetler  hdç  bîr
           siz  bir  uzvi  olduğum  halde  emrediniz,  muhtelif  zaman  sahaıi  harpte  arzu 1  ettiğimiz  muvaffaıkiyeSi  te­
           mevzular  üzerine  saatlerce  maruzatta  bulunayım.  Bi­  inin  ediemez.  Bİr  küçük  zabitin  yet^mesi  uzun  za­
           naenaleyh,  bir  İki  sözden  ibaret  arzım  var.  Bir  düş­  manlara  tovafckuf  eder.  Yarından  itibaren  biz  dairei
           man  bir  mülke  girer  efendiler,  emvali  yağma  eder,  'intibalbiyelerJmSae  dagdınz.  Böyle  «bîr  harpte  küçük
           tahribat  yapar,  katiller  yapar,  sonra  da  namusa  zabit  rütlbetsinli  ihraz  etmiş,  harpte  yetişmiş  adamları
           taarruz  eder.  Efendiler,  bendeniz  evvelkileri  hiç  gö­  teşvikarla  lâzım  gelen  menafü  nafcdliyeyi  temin  ede­
           rüyorum.  Hiç  mesabesinde.  Fakat  tasavvur  buyu­  rek onları  orduya  derhal  idha* ederiz  ve 314 -  15 H ef­
           runuz,  namusa  tecavüz  ne  demektir?  Bir  hemşire­  rat  kli  her  gün  hepimiz  kemali  meserretle  geMklerini
           mizin  cevheri  namusu  lekedar  edilmek  İçin  uzaii'lan  seyrediyoruz.  Bunların  basma  geçerler, bu  mîlletin  ka­
           o  Ihanceri  zulüm  'İle  kanamış  'kalbin  ikanı  hiç  bir  biliyeti  fıüriyesmden  istifade  ederfer.  Çok  zaman  de­
           zaman  dinmez.  Efendiler?  Bir  insan  ölür,  onu  ğil,  yirmi  beş  gün  zarfında  umduğumuz  kuvvet  hu­
           toprak  kapatır  unutturur.  Hatta  en  sevdiği  kalp­  sule  gelir.  Burada  niçin  birbirimizi  taciz  edercesine
           lerden  bile. müruru  zaman  ile  yavaş  yavaş  hayali  si­  uğraşıyoruz?  Yapacağımız  vazife  buldur.  Yarından  iti­
           linir.  Fakat  bir  namusa  sürülen  leke  toprakla  da  ör­  baren  dağıtalım,  tasavvur  etmiyorum  ki,  böyle  şey­
           tülmez,  Ölüm'İe  de  unutulmaz,  o  öyle  ebedî  bir  ya­  lerde  yüz  bb,  yüz  eli  bin  kişi  bulanmasın.  Bu  teş­
           radır  ki,  ruzu  mahşerde  kanar.  Simdi  bir  ıslama  so­  kil edilirse, bu temlin edöirse ordu teessüs etti  demektir.

                                                     —  246  —
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142