Page 49 - Bursa
P. 49

MEHMET AKİF ERSOY BÜLBÜL ŞİİRİNİ NASIL YAZDI?


               8  Temmuz  1920’de  Ankara  üzerine  saldırıya  hazırlanan  Yunan  kuvvetleri,  Bursa’ya
               girmişlerdi.  Burada  geçen  olaylar  Türk  milli  mücadele  tarihinin  en  acı  ve  en  hazin
               olaylarını   teşkil   eder.   Bursa’ya    giren    Yunan     ordusunda     teğmen     olan
               başvekilleri Venizelos’un  oğlu Sofokles (ki  daha  sonraları  başbakan  olarak  ülkemizi
               ziyaret etmiştir) doğruca Osmanlı devletinin kurucusu olan Osman Gazi’nin türbesine
               girmiştir.  Orada  sandukaya  ayağını  dayayarak  çektirdiği  fotoğrafı  dünya  basınında
               yayınlanmıştır.


               -  “Kalk  koca  Türk!..  Senden  ırkımın  intikamını  almaya  geldim.  Bak
               kurduğun  devlet  parça  parça  oldu.  Bursa’yı  eski  sahibine  iade  ettik.  Zelil
               neslin şimdi elimizde bir köle durumunda bulunuyor. Kalk!.. Seni bir kere
               daha öldüreyim de ırkımın intikamını alayım!..

               ”  Bir  müddet  türbenin  içinde  kılıcını  sallayarak  dolaştıktan  sonra  zafer
               kazanmış  bir  kumandan  havasına  bürünen  Venizelos’un  oğlu,  ayağını
               sandukanın  üzerine  koyup  kılıcına  dayanarak  fotoğrafçıya  şöyle
               seslenmişti : “ Çek bakalım bir Bursa hatırası…”

               Bu  haberler  Türk  basınında  da  yankı  buluyordu.  Bütün  ülke  kan  ağlıyordu.  Artık
               Yunan  orduları  Ankara  üzerine  saldırıya  geçmişlerdi.  Şehirlerimiz  birer  birer  el
               değiştiriyordu. Ordularımız ve ordu birliklerimiz son savunma hatlarını teşkil edecek
               Sakarya’nın  doğusuna  çekilmeye  başlamışlardı.  Yunan  yanlısı  Batı  basınında  hemen
               her gün manşetten verilen savaş haberleri ile bütün dünyanın gözleri Ankara önlerine
               çevrilmişti.


               Bu  acı  olayların  haberi  bütün  vatan  sathında  bir  alev  dalgası  gibi  dolaştığı
               sıralarda Ankara’da TBMM’de Burdur mebusu olarak vazifesine devam eden
               Mehmet  Akif  Bülbül  adlı  şiirini  bu  kederli  ortamda  bir  gece  içinde
               tamamlar. Akif’in  yanında  bulunan  ve  bu  şiir  yazılırken  çekilen  çileleri  sonraları
               yayınlanan  hatıralarında  çarpıcı  bir  şekilde  nakleden oğlu  Emin  Ersoy,  Mehmet
               Akif’in bütün gece hem ağladığını hem de yazdığını söyler.
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54