Page 40 - ÜÇÜ BİR ARADA
P. 40
ÜÇÜ BİR ARADA
sanki. Ayrı mekânlarda aynı hayatı yaşamışlardı. Küçük yaşta
anne ve babasını kaybetmişti ikisi de. Zorlu koşullar -acı da
olsa -bu duruma getirmişti onları. Günler aylar geçti. Tahliye
olma zamanı gelmişti. Kaderleri o kadar benziyordu ki ikisi de
aynı gün çıktı hapisten. Kendilerini hapishanenin dışın atınca
yeniden doğmuş gibi hissettiler kendilerini. Ama gidecek hiçbir
yerleri yoktu. Ama en azından artık iki kişiydiler, daha
güçlüydüler. Bir şeyler yapmalıydılar, iş bulup çalışmalıydılar
çünkü ikisi de artık hırsızlık yapmak o kara deliğe bir daha
girmek istemiyorlardı.
Deniz kenarına doğru yürümeye başladılar. Saatlerce
yürüdüler, düşündüler. İkisi de daldıkları düşüncelerden
yorulduklarını bile çok geç fark etmişlerdi. Gözleri boş bir
bank aramaya koyuldu. Az ötede bir yer bulup denize karşı
oturdular. Konuştular ve kalıp iş aramaya koyuldular. Belki de
aynı yere girip çalışabileceklerdi. Böylece hem birbirlerinden
ayrılmamış hem de para kazanmış olurlardı. Sokak sokak
dolaşıp saatlerce iş aradılar. Hava kararmaya başlamıştı.
Yorgun düşmüş olsalar da vazgeçmeye niyetleri yoktu. Sonunda
bir pizzacının önünde durdular. Cam duvarın önünde bir iş ilanı
asılıydı. “Kurye aranıyor”. İşte bu tam onlara göreydi. Araba
sürmeyi zaten küçüklükten beri çok seviyorlardı. Motosiklet
tam arabanın yerini tutmasa da benziyordu sonuçta. Hem
motosiklet sürüp hem de para kazanacaklardı hayatlarına
devam etmek için hapishaneye girmek zorunda kalmayacaklardı
artık. İçeri girip patronla konuştular ve işe alındılar
mutluluktan havaya uçabilirlerdi. Birbirlerine sıcak bir
Sayfa 40 Hasayaz Ortaokulu