Page 49 - ÜÇÜ BİR ARADA
P. 49
ÜÇÜ BİR ARADA
kitaptaki toz birikintisi kitaba sanki: “Tozlu, eski bir tavan
arası sandığından çıktım.” dedirtiyordu. Evi, kasvetli ruh
halinin yelpazesinden bir parçaydı ama kitaplığına da böylesine
bir leke konduramıyordu. Olsa olsa bu, temizlikçi kadının işine
önem vermemesine bağlıydı. Zaten uzun süredir başka bir
temizlikçi arıyordu ama bu zamanda da herkese güvenilmezdi.
Neticede bu kadın uzun yıllardan beri kendisine hizmet
ediyordu. Yok yok… bu kadar düzensizliğe de katlanamazdı. Bu
düşünceler etrafında gidip gelirken, bir yandan da nasıl olur da
kitabı görememişti ki…
Geçmiş yaşantısını düşündü, düşündü, düşündü… Hiç
unutamadığı bir olay onun çok eskilere gitmesine daima engel
olduğu gibi yine engel oldu. Yine onun oltasına takıldı çırpındı,
çırpındı, çırpındı…
Otuz beş yıl önce Roma’da master eğitimini tamamlamak
üzereyken bir doğum günü partisinde tanışmıştı –kendisine
otuz yıl yarenlik edecek- Melek Hanımefendiyle. Melek Hanım,
babasının vazifesi gereği Roma’da bulunan seçkin bir Türk
kızıydı. Tanıştıkları gün, tekrar görüşebilme heyecanı sarmıştı
her ikisini. “İlk görüşte aşktı” karşılaşmaları. Günler birbiri
ardına dizilirken Gani Bey, ortak bir arkadaşları vasıtasıyla
görüşebilmek için Melek Hanım’a haber gönderdi, Melek Hanım
bu teklifi hiç düşünmeden kabul etmişti bile. Günler günleri,
aylar ayları kovaladı ve bu, her ikisini de büyük bir heyecan
ummanında yüzdüren aşk, Gani Beyin ailesiyle paylaşması,
ailelerin tanışmaları ve -Gani Beye göre- dillerden düşmeyen
Hasayaz Ortaokulu Sayfa 49