Page 45 - Yazın+E-Dergi Düzen
P. 45
“Ben senin kölen değilim” dedim titrekçe. Bu Ben ailemin zoruyla evlendiğim bir adamın
onu daha da öfkelendirmiş olacak ki; esiri altında kalmıştım yıllarca...ben 16’yken
“Sen benim kölemsin anladın mı? Sen o 32 yaşındaydı. Daha küçücüktüm o beyaz
benim karımsın yani kölemsin. Sövdüğümde gelinliğin içinde.
inkar etmeyeceksin,dövdüğümde karşı
çıkmayacaksın. Başını eğeceksin, ne dersem Yaşıtlarımın eğlenmek amaçlı giydiği
onu yapacaksın. Çünkü sen bana aitsin.” diye gelinliği ben evlenmek için giymiştim.
bağırdı. Gökyüzünün altındaoynadıkları iple ben
Ben gerçekten de ona ait miydim? O ne derse kendimi asmaya çalışmıştım. Senelerce
dudaklarımın üstünden akan kırmızı sıvıyla
onu mu yapacaktım? Başımı eğecek miydim? yaşadım. Onun o iri bedeninden ürküp
“Hayır.” dedim gözyaşlarımın arasında. sesimi çıkarmadım, başıma gelen her şeyde
“Hayır,ben sana ait değilim. Ben kimsenin sesimi çıkarmadığımdan geldi.
değilim. Ben bana aitim. kimseye değil bana,
kendime aitim.” yüzüme birkaç tokat yapıştırıp En küçük şiddetlerinde bile tepkimizi
ileriye doğru fırlattı. Gözyaşlarım hıçkırıklara göstermezsek sessizliğimize aldanıp
dönüştü. Bağırarak, hıçkırarak ağladım. daha çok vuracaklardır.Çocukluk neşemi
Susmadım, ağladım. Ben ağladım o vurdu, yaşayamamak her zaman içimde ukde olarak
ben acı çektim yine vurdu. Asla durmadı. Asla kaldı kabuk bağlamadan kanayan bir yara
vurmaktan vazgeçmedi...canımın yanmasına gibiydim, dışardan sağlam görünüyordum
aldırış etmeden yumruklar savurdu. fakat içeriden paramparçaydım.
Dudaklarımın üstünde mayhoşluk hissi bırakan O gün kızımın gözünün önünde kanlar
o kırmızı sıvı artık yabancı gelmiyordu bana. içinde yerde yatmam onun travmalarının
Her günü kavgalarla geçen minik kızım odaya oluşmasına sebep oldu. Ama onu da aşacağız.
girdiğinde beni bu halde görmesi onu ürküttü Her şeyin üstesinden gelebiliriz yeter ki
ve küçük bir çığlık atmasına sebep oldu. Koşarak el ele olalım. O cani demir parmaklıkların
başıma çömelip ağlamaya başladı. arkasında ölümü beklerken ben ise burada
‘’Anne noldu? ’’ dedi, ağlayarak.Bir elim onun sizin gibi kıymetli insanların karşısında
konferans veriyorum...Tek bir davaya özel
ipek saçlarının arasında gezinirken diğer elim, değil, her davada suçluların cezasını alması
karnıma batmış olan kanlı bıçağın üzerindeydi... dileğiyle programı sonlandırmak istiyorum.
Zorlayarak gözlerimi açmaya çalıştım...yavaş Hepinize teşekkürler.
yavaş sesler azaldı. Başka zaman şevkle tik tak sesi
çıkaran saat şimdi susmuştu. Gözkapaklarımın "Unutmayın el ele güçlüyüz."
ağır ağır düştüğünü farketmedim bile...öfkeli bu
son seste git gide azalıp kesildi. Etrafı berbat bir Evin KILIÇ-10/J
sessizlik sardı belkide bu sessizlik sadece benim
için geçerliydi.
2 YIL SONRA
‘’İnsan evrende gövdesi kadar değil yüreği kadar
yer kaplar’’ ne güzel söylemiş Yaşar Kemal değil
mi? Yüreğimizin bedenimizden daha önemli
olduğunu ne güzel açıklamış...Bunu anlamak
istemeyen milyonlarca insan var maalesef ki.
Erkek olduğu için kendini güçlü hissedenler,
erkek olduğu için her şeyi yapabileceğini
söyleyenler ve en önemlisi de erkek olduğu için
kadına el kaldırabileceğini düşünenler... bu dar
görüşlü insanlar her yerde var.
Hiç tanımadığınız biri sizi sokakta sadece güçsüz
göründüğünüz için öldürebilir...ama bunu yapan
kişiler şunu anlamak istemiyor ki; onlar güçsüz
değiller onlar yalnız değiller, onların arkasında
binlerce kadın ve binlerce destekleyicileri var...
olmaya da devam edecek.
44