Page 27 - insanhaklarıdergisi.indd
P. 27
.
10 ARALIK DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI ÖZEL SAYISI


BULGAR ZULMÜ (1989)





Yeniden Canlanma Süreci (Bulgarca: Възродителен процес - Vızroditelen protses), Bulgaristan Türkleri
ve diğer Müslüman etnik azınlık mensuplarına karşı uygulanan zorla asimilasyon politikasıdır.
Bulgaristan'da Müslüman Bulgarlar isimlerini daha önce 1972’de değiştirmek zorunda bırakılmışlardı.
Bulgaristan vatandaşı olan tüm Türklerin Müslüman isimlerinin devlet zoruyla Bulgar isimleriyle değiş-
tirildiği kampanya 1984 sonu ve 1985 başlarında uygulandı. Baskılar Todor Jivkov liderliğindeki Bulgar Komü-
nist Partisi iktidarı altında 1984-1989 döneminde aralıksız devam etti. Karşı çıkanlar hapis, sınır dışı etme, Tuna
nehri üzerindeki bir adada bulunan Belene toplama kampına gönderilme gibi çeşitli baskılara maruz bırakıldı.

Bu dönemde 850.000 Müslümanın adı zorla değiştirildi. Direniş ve protestolar sırasında yaklaşık 40.000
kişi sokaklara döküldü. Bunlardan dövülenler ve yaralananlar oldu. Yaklaşık 1000 kişi Belene Kampı'nda hapse
mahkûm edildi. 29 kişi hayatını kaybetti.
İbrahim Karahasan - Çınar'a göre 'Yeniden Canlanma Süreci'nin ideologları Todor Jivkov, Milko Balev,
Georgi Atanasov, Pencho Kubadinsky, Stoyan Mihailov, Alexander Lilov, Dimitar Stoyanov, Petar Mladenov ve
Georgi Tanev idi.
Bu olaylar Bulgaristan ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerde büyük bir soğumaya neden oldu; iki ülke bir
propaganda savaşı başlattı, azınlıklar ve diğer sorunlarla konularla ilgili olarak birbirlerini suçladı. İnsan hakları
örgütleri ve çok sayıda ülke tarafından eleştirilere uğrayan Bulgaristan uluslararası tecritle karşı karşıya kaldı.

29 Mayıs 1989’da Bulgaristan-Türkiye sınırı Türkler ve Müslümanlar için açılınca 30 Mayıs 1989 - 22
Ağustos 1989 tarihleri arasında 360.000’den fazla kişi Bulgaristan’ı terk edip Türkiye’ye göç etti.
Bulgaristan Türkleri’nin bu 1989 tehciri, Potsdam Konferansı’nda kararlaştırıldığı üzere Oder–Neisse hattının
doğusunda yaşayan Almanların tehcirinden (1944-1950) bu yana Avrupa’daki en büyük etnik temizlik olayı
olarak nitelendirildi.
1989'daki bu zorunlu göç (tehcir) dünya basınında geniş yankı buldu ve ülkede ekonomik ve siyasi kaosa
yol açtı. Sonuç olarak birçok Batılı banka zor bir mali durumda olan Bulgar hükümetine yeni krediler vermeyi

bıraktı ve 1987'den 1994'e kadar Borç Krizi yaşandı.
11 Ocak 2012’de Bulgaristan Parlamentosu tarafından 1989 tehciri resmen etnik temizlik olarak tanındı.




































| 25
   22   23   24   25   26   27   28   29   30