Page 13 - 100DEYÜZ DERGİ | 2015
P. 13
Seda Küçük
Yükselenim Çarşı
İ lk kez aşık olduğumda yedi yaşın- daydım. Sandığınız gibi bir aşk de- ğildi bu. Derin bir aşk beslediğim
renklerdi. Ruhumu dalgalandıran, beni dört mevsim heyecana saran, eldiven, bere, kaşkol gibi sıcak tutan.
Hayatın ritmini yakaladığımda küçük- tüm. Dolayısıyla masumdu sevgim, çıkar- sız güzel bir oyundu benim için. Zaman zaman gözyaşlarına saklandığım, sevinç naraları kopardığım benim tatlı aşkımdı renkler. Yeşilin üzerinde izlemeye doya- madığım bir karnavaldı. Ruhumu, çocuk- luğumu güzelleştiren, kimi zaman başımı döndüren eşsiz bir metafordu futbol.
Sokak aralarında mahallenin erkekle- riyle top koşturduğum günler, bebekler- le oynamaya tercih ettiğim file bekçiliği. Hepsi büyülü bir dünyanın zihnimde kalan küçük kırıntıları gibi. Bazen düşündüğüm- de yaşanmışlıklarını sorguladığım bu ay- rıntılar canımı yakıyor. Çünkü büyüdükçe, coşkumu kaybetmiş yerine korkularımı yüklemiştim. Renklere karşı olan aşkım solmuş, aidiyetim son bulmuştu. Futbol benim için artık izlemesi bile ıstırab veren bir spordu.
Öfkenin var olduğu, centilmenliğin yok olduğu, büyük ve güçlü olanın kazandı- ğı politik bir başarıydı. İnsanların tuttuğu takımlar üzerinden birilerine üstünlük tasladığı, maçtan ziyade kişiselleşen bir olguydu artık futbol.
Acımasızca koparıp elimizden alınan bizim nefesimizdi. Hayata verdiğimiz anlık
molanın en keyifli anıydı futbol. Haksız pe- naltılar, kartlar, itiş kakış... En acısıda filiz- lenmeden bu uğurda kayıp giden hayatlar.
Bir gün usulca oturduğum yerden doğ- ruldum, izlediğim maçı yarım bırakıp te- levizyonun düğmesine bastım. Futbol gibi ekranda siyaha bürünmüştü. Karan- lık bir tünelde sonunu göremediğim bir yolda yürümek istememiştim. Futbolu kötü günler bekliyordu ve ben bunu his- sedebiliyordum. Yaşam zaten yeterince zorken yeni yükler ekleyemezdim yü- reğime. Bu yüzden renklerden ayrıldım o akşam. Aşkımız bitmemişti biliyordum ama yollarımız ayrıydı artık. Renklerin ise sessizliği suçlayıcıydı, sanki hüküm verir gibiydi ama ben yine de kaçtım futboldan, fanatizimden fersah fersah öteye. Yeniden sokak aralarına misketlerime, patlak topla oynadığımız o günlere döndüm. Fakat ora- lara da sığamadım.
Sonra küçüklüğümden kalma o sesleri duydum. Tenimi ürperten soğuk bir nefes gibiydi.
‘Oyun bozan...’
Ardından renklere geri koştum. Onu ye- niden iyileştirecek olan bizlerdik, bilinçli ve özverili taraftarlar. Her bir hücremle sahiplendim futbolu hem de dört mevsim renk ayırmaksızın. Şimdi, kimine imkan- sız gibi gelse de renklerimin kimliği yok benim. Güzel olanı sever, haklının yanında, haksızın karşısında oluruz.
Ne de olsa yükselenim Çarşı, o da her şeye karşı.
100. YIL BEŞİKTAŞLILAR DERNEĞİ DERGİSİ
s.11
SESICNABAY