Page 27 - 100DEYÜZ DERGİ | 2015
P. 27

    Dr. Kemal Karataş
  ben de bunları açlıktan ölsem bile tüketmeyecektim. Şu an yaşım 41 ve ben markası ne olursa olsun, cola tadını bilmiyorum.
İşte belki de bu mizacım, benimle Fenerbahçe arasın- da bir hazım sorunu ortaya çıkardı. Güç Fener’de, para onda, lobi onda, en önemlisi ‘Başarıya giden yolda her şeyi mübah gören anlayış’ onda. Güçlü olmak elbette suç değil ama bu gücü olgun bir şekilde hazmedip, bir tür ağabey gibi saygın olmak da kibirli bir şekilde küs- tahça tavırlarla bezemek de mümkün. Fenerbahçe, bu ahlaki olmayan duruşuyla gönlümü vereceğim, göz- yaşı dökeceğim, taraftarı olmakla iftihar edeceğim bir kulüp olamazdı. Keskin bir karar verdim ve ‘Ben bu ta- kımı bırak tutmayı alkışlayamam bile’ deyip, kendime yeni bir taraftarı olacağım takım aramaya başladım.
Galatasaray’ı tutmayı hiç düşünmedim zaten. İlk durağım, futbolda İstanbul saltanatını bitirip Anadolu devrimini yapan takım olduğundan olsa gerek Trab- zonspor’du. Zaten sempatim vardı ama daha fazla sev- meye çalıştım, taraftarı olacağız ya! Trabzonspor iyiydi de taraftarında sorun vardı. En yakın rakibine 10 puan fark atarak lider olduğu halde, kendi sahasında 1-0 ga- lipken iki gol yese, takımı ateşleyip her koşulda yanın- da yer alacak bir taraftar yapısı yoktu. Sırf bu yüzden dayanamadım bıraktım Trabzonspor’u.
Bir sonraki durağım Beşiktaş’tı. Tanıdıkça sevdim, sevdikçe daha fazla içlerinde olmak istedim. Çarşı
hayran olunmayacak gibi değildi. Haketmediğini iste- meyen, sevinmek için sevmeyen, rakiplerinin bile gizli gizli hayran olduğu, duyarlılığı yüksek, objektif davra- nabilen, güçlü olmasa bile daima haklı olmayı hedefle- yen bir duruş. Demek ki buymuş Beşiktaşlı duruşu de- dim kendi kendime ve sonra anladım ki o yüzdenmiş, ‘Önce ahlak’ diyen karakter sahiplerini mıknatıs gibi çekmesi Beşiktaş’ın...
26 yıl Fenerli olduktan sonra, bir tür ‘sportif hidayet’e erip, Beşiktaşlı olduğum için bir an olsun pişman olma- dım. Gücünü kibirle harmanlayanlara ise sempati bes- leyemem. Beşiktaş, bizi kanser ediyormuş, şerefli ikin- ciliklere mahkummuşuz, bizim bulduğumuz oyuncuya Fener parayı bastırıp elimizden kapıyormuş, Federas- yona, siyasete ve her güç odağına başkaları hakimmiş, mağdur olmak kaderimizmiş. Varsın olsun, şerefli bir takıma gönül vermek, bana ancak gurur verir.
Aramızda kalsın da iştirak etmediğim tek sloganı- mız, ‘Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur.’ Beşiktaşlı da olunur ağalar beyler, yeter ki duruşumuz düzgün olsun...
Babam hasta Fenerli ama ben, üç çocuğumu da Be- şiktaşlı yetiştiriyorum. Hasan amcam hala hayatta, ama yaşlandı elbette. Eskisi gibi görüşemiyoruz. Beni hala Fenerbahçeli zannediyor. ‘Beşiktaşlı olduğunu öğ- rense kalbi dayanmaz’ diyorlar...
   100. YIL BEŞİKTAŞLILAR DERNEĞİ DERGİSİ
s.25
     























































































   25   26   27   28   29