Page 56 - LCW LIFE | MAYIS 2020
P. 56
insan - human
Popüler kültürün ve kişisel gelişim endüstrisinin de etkisiyle, bir süredir mutlu olmak ve mutlu hisset- mekle ilgili zorlama önerilere maruz kalıyoruz. Kişisel
gelişim sayfalarında bir takım mutluluk reçeteleri sunulu- yor, bu reçeteler işe yaramadığında huzursuz oluyoruz. O kadar ki, mutlu olma arzusunun bir saplantı hâline geldi- ğini görüyoruz. Olumsuz duyguların da en az olumlu duy- gular kadar değerli ve işlevsel olduğunu unutuyoruz.
Evrimsel perspektiften bakarsak, bugün kaçmaya ça- lıştığımız olumsuz duygular olmasaydı hayatta kalma becerisi geliştiremeyecektik. Örneğin, korku sayesinde vücudumuz “savaş-kaç” tepkisi gösterir ve tehlikelerden korunmamızı sağlar. Korku hissinin olmaması, her tür- lü tehlikeye açık olmak demektir. Belli bir düzeyde kaygı hissetmemiz daha enerjik, dikkatli ve disiplinli olmamızı sağlar. Hayal kırıklığı sayesinde hayatı olduğu gibi kabul edebilme becerisi geliştiririz. Pişmanlık hissettiğimizde hatalarımızın üzerine düşünebilme ve bu hataları öğren- me fırsatı yakalarız. Sıkkın hissetmek, nelerden hoşlandı- ğımızı bulmak ve kendimizi geliştirmek için bir itici güçtür. Gördüğünüz gibi belli bir seviyede hissedilen her olum- suz duygunun bir işlevi var. Burada önemli olan olumlu ve olumsuz duyguların bir denge içerisinde olması. Budizm öğretilerinde de vurgulandığı gibi, zıtlıklar doğaldır ve ka- bul edilmelidir. Bazı şeyler birbirine zıt, ancak aynı zaman- da birbirleriyle uyum içerisinde olabilirler.
(Temel duyguların işlevini oldukça keyifli ve yalın bir şekil- de anlatan Tersyüz / Inside Out animasyonunu izlemenizi öneririm.)
Dengeyi sağlamak gün geçtikçe güçleşiyor çünkü her an mutlu olmamız gibi gerçekçi olmayan bir beklenti hepi- mize dayatılıyor. Yapılan araştırmalar olumsuz duyguları kabul edebilen insanların daha yüksek bir düzeyde hayat doyumu ve mutluluk düzeyine sahip olduğunu gösteriyor.
With the influence of the popular culture and personal de- velopment industry, we have been exposed to compelling suggestions for a while about being happy and feeling hap- py. A number of happiness prescriptions are presented on the personal development pages, we become disturbed when these prescriptions do not work. So much we observe that the desire of being happy becomes an obsession. We forget that negative emotions are just as valuable and func- tional as positive emotions.
From an evolutionary perspective, we would not be able to develop survival skills without the negative emotions we are trying to escape today. For example, thanks to fear, our body shows a “fight or flight” response and ensures that we are protected from dangers. Lack of fear means being open to all kinds of dangers. At a certain level anxiety makes us feel more energetic, careful and disciplined. Thanks to dis- appointment, we develop the ability to accept life as it is. When we feel regret, we have the opportunity to think over our mistakes and learn from them. Feeling depressed is a driving force to find out what we like and to improve our- selves. As you can see, every negative emotion experienced at a certain level has a function. The important thing is to keep the balance between positive and negative emotions. As emphasized in the teachings of Buddhism, contrasts are natural and must be accepted. Some things may be oppo- site, but they can also be in harmony with each other.
(I suggest you watch the Inside Out animation movie, which explains the function of basic emotions in a very pleasant and simple way.)
It is getting harder to keep balance day by day because an unrealistic expectation like being happy at any moment is imposed on us all. Research shows that people, who can ac- cept negative emotions have a higher level of life satisfac- tion and happiness.
54