Page 41 - MAKSİMUM BİZ | MART 2020
P. 41
talarımızın üstüne bastırarak içinde herhangi bir patlayıcı madde olup olmadığını kontrol ediyorlar. 20 met- rekare büyüklüğündeki bu havalima- nından kalkan 15 kişilik küçük uçak- lar, dünyanın en tehlikeli havalimanı olarak ün salmış Lukla Havalimanı’na iniş yapıyor.
2 bin 860 metre yükseklikteki hava- limanı bizzat Edmund Hillary tara- fından inşa edilmiş. Lukla Havalima- nı’nın pisti dağda olması sebebiyle yokuş olarak tasarlanmış ve uçakla- rın durabilmesi için yokuş yukarı iniş yapması gerekiyor. Uçak iniş için al- çalırken içinizi bir heyecan duygusu kaplıyor. Tekerler piste değdiğinde, nefesinizi tuttuğunuzun farkına va- rıyorsunuz ve rahat bir nefes alı- yorsunuz. Bu, eğlenceli ve heyecan dolu bir yolculuk.
Katmandu’dan Lukla Havalimanı’na toplamda 4,5 saat süren bu yolcu- luk, 1953 yılındaki ilk başarılı tırma- nış denemesinde 1 ayda tamamlan- mış. Havalimanında bizi rehberimiz Sharan Karki ve şerpamız karşılıyor. Himalayalarda yaşayan halka şerpa deniliyor. Şerpalar hem bölgenin ih- tiyacı olan ürünleri hem de bölgeye giden dağcıların ve yürüyüşçülerin eşyalarını taşıyorlar. Yüksek irtifa- dan etkilenmiyorlar ve ağırlığı 300 kiloya varan yükler taşıyabiliyorlar.
Yol boyunca sırtında 3–4 metre yüksekliğinde eşya taşıyan şerpalar görebiliyorsunuz. Bazı gıda mad- deleri ve tüp gibi sanayi tipi ürün- ler, yakların veya katırların sırtında taşınabiliyor. Yolda yürürken veya asma köprülerden geçerken, çan sesleri gelmeye başlıyor. Ardından bir kenara çekilip, uzun hayvan sı- rasının geçmesini bekliyorsunuz. Bazı asma köprülerin yüksekliği 150 metreyi buluyor. Bu köprülerden geçerken bir anda karşıda katır sü- rüsü belirince, önceliğin kime ait ol- duğunu tartışmak istemezsiniz.
İki günlük yürüyüşün ardından 3 bin 500 metre yükseklikteki Namc- he Bazar isimli kasabaya varıyoruz.
Yürüyüş sırasında sürekli helikop- ter sesleri duyuyorsunuz. Yaralanan veya hastalanan insanları bölgeden çıkarabilmenin başka bir yolu yok. Bu yükseklikten sonra kanınızdaki oksijen oranına dikkat etmeniz ge- rekiyor. Neyse ki rehberimiz Sharan gerekli cihazlara sahip ve değerle- rimizi sürekli kontrol ediyor. Yukarı çıktıkça oksijen seviyesi düştüğü için havadan aldığınız oksijen de azalıyor. Kandaki oksijen oranını sa- bit tutmak çok önemli. Vücudun ih- tiyacı olan oksijen seviyesinde kal- mak gerekiyor. Bu nedenle kandaki oksijen oranınızı sabit tutabilmek için her gün en az 4 litre su içmeniz gerekiyor. Oksijen oranı düşer ve siz gerekli oksijeni alamazsanız, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, burun kanaması gibi semptomlarla karşı- laşıyorsunuz. Yüksek irtifa hastalığı adı verilen bu durum çok tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor.
Namche Bazar’dan sonra hiç bit- meyen bir baş ağrısı ile yolculuğa devam ettim. Ağrı kesici içmeniz önerilmiyor. Çünkü durumu daha kötü yapabiliyor. Düşük olan oksijen seviyenizi daha da aşağı çekiyor ve istenmeyen sonuçlara sebep oluyor. Tabi bu durumlar her insanda ya- şanmıyor. Mesela birlikte gittiğimiz arkadaşımda herhangi bir rahatsız- lık oluşmadı. Bütün yolculuk boyun- ca gayet sağlıklıydı.
Her günün sonunda otellerde veya konukevlerinde konaklıyorsunuz. Ak- şamları herkes yemek odasında, so- banın etrafında toplanıyor.
maksimumbiz 39