Page 40 - MAKSİMUM BİZ | İLKBAHAR 2008
P. 40
seyyah›n seyir defteri
ca kelimenin içinde tost, kahve, istemek gibi söz- cükler olmas› beni ra- hatlat›yor. Ancak ileti- flim s›f›r. En son elimle gösteriyorum ve anl›yor. Ancak en sonunda ma- sadan, peynirli sandviç yemifl olarak kalk›yoruz. Dilek Nescafe içiyor, ben ise portakal suyunda baflar›l›y›m.
Cebelitar›k’a varmadan evvel baflka bir benzinci- de bu dünyadan olan ka- siyer ile anlaflarak nefleli içecekler al›yoruz. S›cak baflka
türlü çekilmiyor.
Cebelitar›k (La Linea de La Concepcion)
‹spanya’n›n güneyinde bile ‹ngiliz topra¤› var. ‹ngiltere vizemiz olmad›¤› için Cebeli- tar›k kayas›na uzaktan bak›yoruz. Günefl, bulutlar›n arkas›nda, müthifl bir nem ya- ratm›fl. ‹spanyol flehri La Linea De La Con- cepcion, tam bir liman flehri. Di¤er flehir- lere göre daha az temiz. Sahilde dinlen- mekte olan mart›larla sohbet etmeye çal›- fl›yoruz ancak baflar›l› de¤iliz. ‹yisi mi sa- hil bize kals›n diyerek uçuyorum mart›lar›. Birkaç› küfür eder gibi ses ç›kararak bir- kaç metre ileri konuyorlar. Hava bo¤ucu. Cebelitar›k’a bir selam veriyoruz ve Avru- pa K›tas›n›n en güney ucuna do¤ru ilerli- yoruz. Modern zaman de¤irmenleri yolda bizi karfl›l›yor ancak bunlar içimdeki Don Kiflot ruhunu uyand›ram›yor. ‹spanya’n›n sörf cenneti Tarifa’ya girmiyoruz ve her zamanki güzel yollarda mavi okyanusun
kucaklad›¤› sar› kumlar boyunca ilerleye- rek Cadiz’e var›yoruz.
Cad›z
Finikeliler taraf›ndan M.Ö. 1100 y›l›nda ku- ruldu¤unda Cadiz, Avrupa’n›n ilk kenti ol- mufl. Kente yeni flehir taraf›ndan giriyoruz ve tipik bir Akdeniz flehri oldu¤unu görü- yoruz. Uzun bulvarlarla sa¤lanan trafik yo¤un de¤il. Tarihi kap›dan geçerek eski flehir bölümüne girdi¤imizde ise Atlantik rüzgârlar› ile çekicili¤i artan ve bize dün- yan›n sonuymufl hissini veren bir flehir ile tan›fl›yoruz. Yürüyerek Katedral ve çevre- sini geziyor, birkaç kartpostal al›yoruz. Rüzgâr ferahlat›c›. Yine siesta zaman› ge- liyor ve sokaklar boflal›yor. Bir apartman giriflinin karolar›, bir kap›daki ince demir iflçili¤i, dar bir sokak ile hayata ba¤lanan dört bir yan› duvarla çevrili meydanlardaki flirin lokantalar, içtenlikle gülümseyen ve selam veren küçük çocuk bizi Cadiz’e ba¤- l›yor. Bir buçuk saatlik yürüyüfl sonunda yorgunluk yerine sonsuz bir keyif var. Es- naf lokantas› görünümlü bir restoranda yemek yiyoruz. ‹spanya’da paella (bir çeflit pilav) yemeden olmuyor. Bir de tor- tilla. (annelerimizin yumurtal› patatesi) So¤uk pembe flarap ve esnaf salatas› ile keyfimize keyif kat›yoruz.
‹spanya’da bir gün daha geçiyor.
bir sonraki gün için dinlendiriyoruz.
Costa Del Sol
Güneflli bir gün daha bafll›yor ‹spanya’da. Malaga’da bir de gündüz gözüyle araba- m›z ile geziyoruz ve otobana ç›k›yoruz. Al- meria’dan Cebelitar›k’a kadar olan sahil fleridi Costa del Sol-Günefl K›y›s›-olarak adland›r›l›yor. Günlük plan›m›z bu sahil fleridinde ilerleyerek Cadiz’e varmak. Ar- d›ndan Sevilla’ya ulaflmak. Sevilla’da ‹l- ker ile Tuba’y› havaalan›ndan alaca¤›z.
Otobanda bir benzin istasyonundaki kafe- de kahvalt› etme karar› al›yoruz. Dilek, bir tost ve filtre kahve, ben ise tavuklu sand- viç ile portakal suyunu seçiyoruz. Dilek, masaya geçiyor ve ben, kasiyer k›z ile ile- tiflememe görevini görüyorum. ‹ngilizce anlaflam›yoruz. Bildi¤im birkaç ‹spanyol-
Murat Yüksel Kurumsal Sigortac›l›k Müdürlü¤ü
38