Page 25 - MAKSİMUM BİZ | İLKBAHAR 2011
P. 25
n›rl› olacak... ‹nan›yorum ki; flu anda bu sat›rlar› oku- yanlar›n bir k›sm›, benim az sonra yazacaklar›ma çok daha önceden tan›k oldu. Hatta bir k›sm›n›z›n da “Ben senin gözlerini kamaflt›ran o topraklar›n insan›y›m za- ten” dedi¤ini duyar gibiyim. Yine de kararl›y›m; halen bu topraklarda yaflayanlara yaflad›klar› güzellikleri, daha önce ziyaret etmifl olanlara bu topraklar›n zenginlikle- rini, bugüne kadar f›rsat bulup da gidemeyenlere ise neler kaç›rd›klar›n› yerim yetti¤ince anlatmaya çal›fla- ca¤›m. Bu engin co¤rafyan›n önemli bir parças› olan Mardin, Dara, Midyat ve Hasankeyf’ten söz edece¤im biraz...
Uça¤›n penceresinden görüyorum Mezopotamya ovas›- n›. “Uçsuz bucaks›z›n karfl›l›¤› bu olsa gerek” diye geçi- riyorum akl›m›n bir köflesinden. Yerleflim bölgeleri çar- p›yor gözüme irili ufakl›. “Hangisi Mardin?” diye kestir- meye çal›fl›yorum...
Uçak alçald›kça Mardin yükseliyor... Bir da¤›n doru¤u- na kurulmufl Mardin...
“Ne demek Mardin? Bu ismin bir anlam› var m›?” diye düflünüyorum. Daha sonra bana ve dostlar›ma rehber- lik yapan Ali’den ve tabii ki baz› kaynaklardan ö¤reniyo- rum Mardin’in anlam›na yönelik rivayetleri. Neler mi bu rivayetler? Buyrun;
Dilden dile dolaflan bir öykü flöyle; Bu bölgeye yerleflen Marde kavimi vard›r. Zaman›n birinde bir kral›n o¤lu amans›z bir hastal›¤a yakalan›r. Kral, Mardin ad›ndaki o¤lunu iyilefltirmek üzere havas› suyu temiz “Bat› Kale- si”ne gönderir. Bir süre sonra o¤ul sa¤l›¤›na kavuflun- ca buraya bir kent kurdurur ve o kente de o¤lunun isi- mi olan Mardin ad›n› verir.
Mardin ad› nereden geliyor?
Baz› kaynaklar ise Mardin’in ad›n›n Süryanice mukad- des “mara” kelimesinden geldi¤ini ifade ediyor. Sasani komutanlar›ndan Mardius, bu kenti imar etti¤i için ken- te bu komutan›n ad›n›n verildi¤i de söylentilerden bir di¤eri.
Selçuklu Türklerinin egemenli¤iyle birlikte de Bizansl›- lar›n “Mardie”, Araplar›n “Maridin” dedi¤i kentin ad›n›n
“Mardin” olarak
ifade edildi¤i de
çeflitli kaynaklar-
da karfl›ma ç›kan
bir di¤er bilgi.
Eminim daha pek
çok öykü vard›r
Mardin’e iliflkin.
Ben bu kadar›yla
yetinmeye karar verdim. Sizler di¤erlerini araflt›rabilir- siniz tabii...
Bu arada, Mardin’in ad›n›n kayna¤› konusunda söylenti çok olsa da deklanflöre her bast›¤›n›zda kartpostala dö- nüflen bir kent oldu¤unu söyleyebilirim rahatl›kla ve hayranl›kla...
Havaalan›ndan kente do¤ru yol al›yoruz. Mardin’le ara- m›zdaki mesafe kapand›kça, da¤›n tepesine kurulmufl kentin toprakla bütünleflen tafl evleri belirmeye bafll›- yor yavafl, yavafl.
Önce yeni flehirden geçiyoruz. Yeni olmas›na yeni ama bildi¤iniz, ruhu olmayan her yerde karfl›n›za ç›kan be- ton y›¤›nlar›n›n aras›ndan tek tek ifllenmifl tafllarla oluflturulan binlerce y›ll›k tarihi gövdesinde tafl›yan es- ki Mardin’e ulafl›yoruz k›sa bir süre sonra.
Gün ›fl›¤›, y›llar içinde tarihin nas›l örselendi¤ini de göz- ler önüne seriyor. Görkemli tafl evlerin, konaklar›n ara- s›na yerleflmifl kötü kopyalar ve e¤reti binalar ç›k›yor karfl›ma. Tarihin bereketli ve varl›kl› kentinin günümüz- de yoksulunu saklayamaz hale geldi¤ini görüyorum. Kenti dolafl›yorum. Abbaralar ve dar sokaklardan geçe- rek, kadrolu efleklerle karfl›lafl›yorum. Güneflten yüzle- ri yanm›fl kapkara tenli, kimi mavi kimi kara gözleriyle ›fl›l ›fl›l bakan Mardin’in çocuklar›yla...
Ana caddenin iki yan›na s›ralanm›fl kuruyemiflçi, ek- mekçi, sabuncu, kuyumcu dükkânlar›n›n aras›nda yü- rüyerek, oteller, resmi kurulufllar, vali kona¤›n›n kurul- du¤u tarihsel abidelerle yüzlefliyorum.
“Yehrin abbara” denilen üstü kapal› ve darac›k merdi- venli, yar› karanl›k sokaklar›ndan geçip sütunlu kemer- li çarfl›lar›nda dolafl›rken, gökyüzüne uzanan minare ve kiliseler dikkatimi çekiyor.
23