Page 28 - MAKSİMUM BİZ | İLKBAHAR 2011
P. 28
Tarihin da¤ eteklerine kuruldu¤u Dara’da bizi yine gü- neflten kararm›fl tenleri, hofl geldiniz diyerek seslenen dilleri ve rengârenk ›fl›l ›fl›l gözleriyle ço¤unlu¤u k›z olan çocuklar karfl›l›yor. Bizlere rehberlik yapmak için birbirleriyle adete yar›fl›yorlar. Toplad›klar› papatyalar- la gelenler için yapt›klar› taçlar› ellerinde köylerini bir bir anlat›yorlar. Bilmedikleri anlamad›klar› tarihi ez- berlemifller ve h›zl› h›zl› anlatarak, bizlerle paylafl›yor- lar. Dara’n›n ve tarihin gönüllü minik rehberleri... Dara’n›n giriflinde kayalara oyulmufl ve arkeolojik kaz›- lar› hala süren ma¤aralar gözümüze çarp›yor. Bu kaya ma¤aralar›n bir negropol oldu¤unu ö¤reniyorum. Kaz›- lar s›ras›nda 4000 civar›nda iskelet bulundu¤u bilgisini al›yorum minik rehberlerimden.
Dara köyünün, ‹ran hükümdar› Dara Yuva’n›n taraf›n- dan MS 491-518’li y›llarda askeri karargâh olarak ku- ruldu¤unu ö¤reniyorum daha sonra. Küçük bir köy olan Dara hem tafl ocaklar› hem de devasa ve muhteflem ma¤aralar›yla hemen kendini fark ettiriyor ziyaretçile- rine.
Tafltan ve derme çatma evleriyle s›radan bir köy gibi görünse de Dara, büyük bir tarihe ev sahipli¤i yap›yor. Dolaflt›kça neredeyse her evin alt›nda binlerce y›ll›k ta- rih yatt›¤›n› görüyorum.
Kalabal›k çocuk grubuyla birlikte köyün içinden yürü- meye bafll›yoruz. Uzunca say›labilecek bir yürüyüfl son- ras›nda s›radan denebilecek bir köy evinin önünde du- ruyoruz. Biraz daha dikkatlice bakt›¤›mda evin toprakla birleflti¤i yerde kemeri and›ran bir tafl kütlesi gözüme çarp›yor. Konutun hemen yan›ndan binan›n alt›na do¤-
ru inen bir kap›dan içeriye giriyoruz. D›flar›daki yak›c› s›cak yerini hemen bir serinli¤e b›rak›yor. Dar bir kori- dordan geçtikten sonra tafllardan yap›lm›fl 52 basa- makl› merdiveni inerek kimilerinin “zindan olabilir mi?” diye sorduklar› zemine indik. Devasa sütunlara sahip 15-20 metre yüksekli¤i bulunan mekân›n orta yerinde bir günefl saatinin bulundu¤unu görüyoruz. Tepesine ev yap›ld›¤› için ifllevini yitirmifl olsa da...
Zindan m›? Saray m›? Sorular›n›n aras›nda buras›n›n bir sarn›ç oldu¤u bilgisini al›yorum.
Sarn›c›n neden bu kadar büyük oldu¤una iliflkin sorula- r›m ise “uzun süren savafllarda askerlerin su ihtiyac›n› karfl›layabilmek” diye yan›t buluyor.
Sarn›ç ve negropol gezimize k›sa bir “naneli ayran” mo- las› verdikten sonra Efes’ten sonra ikinci önemli antik kent olarak an›lan Dara’dan rotam› Midyat’a do¤ru çe- viriyorum.
Midyat’a gitmek üzere Suriye s›n›r›na paralel bir seyir izlerken, yol boyunca bir ara ar›nd›r›laca¤› tart›flmalar› yap›lan, pek çok can alan may›nl› arazi bizi takip ediyor. Tel örgülerle çevrilmifl bu arazilerin hemen dibine ku- rulmufl bir iki köy dikkatimizi çekiyor. Rehberim Ali, bu köylerde may›nlar nedeniyle sakat kalan insanlara rastlayabilece¤imize dikkat çekiyor.
Dinlerin ve dillerin bulufltu¤u yer Midyat
Midyat’a ulafl›yoruz. Kente tepeden flöyle bir bakt›¤›n›z- da hem gözünüz hem yüre¤iniz aç›l›yor. Bir yan›nda manast›r, bir yan›nda camii bir yan›nda da kiliseler. Midyat’taki önemli yap›lardan biri Mor Yakup Manast›r›, Manast›r MS 419’da Aziz (mor) Yakup ad›na infla edil- mifl. Ali’nin anlatt›¤›na göre, hayat› hastalara flifa ver- mek, sakat ve topallar› iyilefltirmek, bir haftal›k bebe¤i konuflturmak gibi mucizelerle geçmifl Mor Yakup’un. Sonra da azizlik mertebesine yükselmifl. 421 y›l›nda ya- flam›n› yitirmifl. Zaman içinde manast›ra yüzlerce rahip yerleflmifl. Halen aktif bir flekilde kullan›lan manast›r- da ibadetin de sürdü¤ünü görüyoruz.
Midyat’›n bir di¤er etkileyici yap›s› ise Mor Gabriel Ma- nast›r›. Manast›r 397 y›l›nda Mor fimuel ve Mor Yemun taraf›ndan kurulmufl, k›sa zamanda manast›r o kadar ünlenmifl ki Roma ‹mparatorlar› taraf›ndan da destek- lenmifl.
Binlerce y›ll›k tarihi bar›nd›ran bu topraklar üzerine ku- rulmufl hayatlar binalar ve yaflayan insanlar...
Yezidi, Süryani ve Müslümanlar›n yaflad›¤› Midyat’ta, Süryanice, Arapça ve Kürtçe s›kl›kla kullan›lan dil. Cennet ve cehennemin bu dünyada oldu¤una inanan Yezidiler, H›ristiyanl›¤› ilk kabul eden kavim olan Sürya-
26