Page 52 - LCW LIFE | AĞUSTOS 2019
P. 52
insan - human
  Ceyda ÇOBAN Klinik Psikolog Clinical Psychologist
BU SESLER BENİ ÇILDIRTACAK!
BİR MİSOFONYA HİKÂYESİ
THESE SOUNDS WILL DRIVE ME CRAZY! A STORY OF MISOPHONIA.
   Bazı sesler hepimiz için rahatsız edicidir ancak kimimiz için aynı sesler dayanılmaz ve çıldırtıcı olabilir. Düşünün ki oturduğunuz yerde; birisi ağzını şapırdatarak yemek yiyor, birisi hırıltılı bir şekilde nefes alıp veriyor, birisi kahvesini höpürdeterek içiyor, birisi devamlı burnunu çekiyor ve birisi de cak cak sakız çiğniyor. Hâlâ aynı yerde rahatlıkla oturabilir misiniz? Eğer bu tarz seslere ya da belirli bazı seslere karşı yoğun tepkiler yaşıyor, o sesi susturmak ya da oradan hemen ayrılmak istiyorsanız misofonya sahibi olabilirsiniz.
Günümüzde görülme sıklığı artan misofonya, bazı ses- lere karşı büyük bir hassasiyet olarak tanımlanır. Özel- likle kulak hassasiyeti olan kişilerde görülme oranı daha yüksektir. Sesten nefret etme hastalığı olarak da tanım- lanan misofonya, 2000’li yıllarda Dr. Pawel J. Jastreboff tarafından tanımlanmıştır. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de nörolojik ve psikolojik bir hastalık olarak ifa- de edilmiş ve beynin frontal lobuyla ilgili bir durum olduğu düşünülmektedir. Terim, Yunanca nefret anlamına gelen “misos” ve ses anlamına gelen “foné”den gelmektedir. Bu durumda misofonya, “sese karşı seçici hassasiyet” olarak da tanımlanabilir. Bu hastalığa sahip kişiler; gülme, çiğneme, nefes alma, horlama, yemek yeme, esneme, öksürme, aletlerin çınlaması, tırnak kesme, televizyon, nefes alma, hapşırma gibi günlük hayatta karşılaşılan ses- lerden rahatsız olur, hatta bu rahatsızlık öfke olarak orta- ya çıkabilir. Bu durumdan kaygı duydukları için de kişiler- den ve ortamlardan kaçınma davranışı sergileyebilirler. Birçok insan için arka plan sesi olabilecek sesler bu kişiler için son derece rahatsız edici olabilir. Bu rahatsızlığı tetik- leyen birçok sesin frekansı aslında düşüktür, 40 veya 50 desibellik sesler bu kişilere rahatsızlık verebilir. Ses has- sasiyeti yaşayan kişiler, belirli seslere aşırı tepki verdikle-
Some sounds are uncomfortable for all of us, but for some of us the same sounds can be unbearable and maddening. Imagine that as you sit down someone eats food by smacking his/her lips, someone breathes in a wheezy way, someone drinks coffee by slurping, someone constantly sniffs and chews a chewing gum noisily. Can you still sit comfortably in the same place? If you react intensively to such sounds or certain sounds, if you want to silence that sound or leave that place immediately, you may have a misophonia.
Nowadays, the incidence of misophonia is on the rise and it is defined as great sensitivity to some sounds. Its oc- currence is higher especially in people with ear sensitivi- ty. Misophonia, which is also defined as a disease of being averse to the sound, was introduced in the 2000s by Dr. Pawel J. Jastreboff. Although the cause of the disease is not known exactly, it is expressed as a neurological and psychological disease and is thought to be a condition related to the frontal lobe of the brain. The term comes from Greek term “misos”, which means hate in Greek, and “foné”, which means sound. In this case, misophonia can also be defined as “selective sensitivity to sound”. People with this disease are disturbed by the sound of laughing, chewing, breathing, snoring, eating, yawning, coughing, ringing of tools, nail cutting, television, sneezing that can be encountered in daily life and it may even manifest itself with anger. Because they are worried about this situation, they may avoid people and being in some environments. Sounds that cannot be discerned by many people can be extremely irritating to those people. Many of the sounds that trigger this disturbance are actually low in frequency, sound around 40 or 50 decibels may disturb them. Peo- ple with sound sensitivity are aware that they overreact
50
 
























































































   50   51   52   53   54