Page 22 - LCW LIFE | EKİM 2020
P. 22
Kişisel Gelişim - Self Help
“Stres bize, kalplerimize
Kendimize sormamız gereken soru şu: “Sağlığımıza hangisi daha iyi gelir? Bir amacı kovalamak mı, yoksa stresin verdiği rahatsızlıktan kaçmaya çalışmak mı?”
Bu yüzden karar vermenin en iyi yolu, hayat amacımızın peşinden gitmek ve yarattığı stresle başa çıkabileceğimize inanmaktır.
Destek aradığımız, yardım istediğimiz her an stresimizi ‘sosyalleştiriyoruz.’
Bu kararı verdiğimizde stresin bizi amaçlarımıza ulaştırabilecek bir güç olduğunu görürüz. Hem bizi iyi yolda tutan bir arkadaştır hem de onunla baş etmeye de gönüllü oluruz.
Baş ederken bazen kalbimizin hızla çarptığı, nefes alışverişimizin hızlandığı, kan ter içinde kaldığımız durumlar olabilir. Bunlar anksiyetenin de belirtileri arasındadır. Bu aynı zamanda bizim bir şeylerle başa çıkabildiğimizin göstergesidir. Yani kalbimiz daha çok kan pompalar, beynimize daha fazla oksijen gider. Bu da baş etmenizi güçlendiren şeylerdir. Bu durumda dahi stresin etkilerinin olumlu olduğunu kendimize inandırmalıyız.
20
Baş etme bununla kalmaz. Aynı zamanda halk arasında sarılma hormonu olarak bilinen oksitosin (aslında bir stres hormonudur) hipofiz bezinden strese tepki olarak salgılanır. Salgılandığında bizi destek aramaya motive eder, nasıl hissettiğimizi gizlemek yerine birilerine söylemeye yönlendirir. Oksitosin işlevlerinin en güzel yanı, sosyal ilişkiler ve sosyal destek ile geliştirilmiş olmasıdır. Stres durumlarında yardım istemek veya yardım etmek amacıyla insanlara ulaştığımızda, birileri ile yakınlaştığımızda, bu hormondan daha çok salgılıyoruz ve stres tepkimiz daha sağlıklı hâle geliyor. Aslında stresten daha kolay kurtuluyoruz.
Umursamak direnç kazandırır
Bir diğer bulgu şuydu: Kelly konuşmasında başkalarıyla ilgilenerek vakit harcayanların ölümleri incelendiğinde, ölüm oranlarında stres sebepli bir artış gözlenmediğini söylemişti. Stresin sağlık üzerindeki etkilerinden tabii kaçınamayız. Ancak nasıl düşündüğümüz ve davrandığımız stres tecrübelerimizi değiştirebilir.
Stres tepkilerimizi yardımcımız olarak görmeyi seçtiğimizde, cesaretin biyolojisini yaratırız. Stres altındaki insanlarla ilgilenmeyi seçtiğimizde direnç yaratabiliriz. Bu bilim strese minnettarlık duymamızı sağlayabilir. Stres bize kalplerimize ulaşma imkânı verir. Zevki ve başkalarına bağlanmanın anlamını bulan merhametli bir kalp bize enerji ve güç vermek için çalışacaktır.
Stresi bu şekliyle gördüğümüzde, stresle sadece daha iyi başa çıkmakla kalmaz etkili
bir duruş sergileriz. Hayatın zorluklarıyla başa çıkmada kendimize güvendiğimizi gösteririz. Aynı zamanda bu zorluklara tek başımıza göğüs germek zorunda olmadığımızı hatırlarız.