Page 36 - İSGLIFE | ŞUBAT 2018
P. 36
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda ise sistemi oluşturan te- mel kavram Risk Değerlendirmesidir. Bu kanuna dayanılarak yayınlanan yönetmeliklerin tamamında da yine tanım ve/veya yapılacak işlemlerin çerçevesini çizen metinler şeklinde, yer almaktadır.
İş Kanunun 78. maddesinde “ .... iş- yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği şart- larının belirlenmesi ve gerekli önlem- lerin alınması, işyerlerinde kullanılan araç, gereç, makine ve ham maddeler yüzünden çıkabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi ve özel durumları sebebiyle korunması gereken kişilerin çalışma şartlarının düzenlenmesi, ....iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda yapılacak risk değer- lendirmesi” şeklinde yer alan işverenin risk değerlendirmesi yapma yüküm- lülüğü, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu- nun 4’üncü Maddesi’nde “İşveren; risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.” ve 10’uncu Maddesi’nde “İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptır- makla yükümlüdür” şeklinde daha da netleştirilmiştir.
Kavramın daha da anlamlı hale ge- tirilmesi bakımından, İş Sağlığı ve Gü- venliği Kanunu’nun 4, 10 ve 30’uncu maddelerine dayanılarak 29 Aralık 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınla- nan İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değer- lendirmesi Yönetmeliği’nin amacı, “İş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yö- nünden yapılacak risk değerlendirme- sinin usul ve esaslarını düzenlemek” olarak belirtilmiştir.
Yönetmelikte Risk Değerlendirmesi; “İş yerinde var olan ya da dışarıdan ge- lebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendiril-
mesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştı- rılması amacıyla yapılması gerekli çalış- malar” olarak tanımlanmıştır.
İş Sağlığı ve Güvenliği sistemimizin iki ayaklı bir yapı üzerine kurulduğu- nu söyleyebiliriz: “Koruyucu Önleyici Olma” ve “Çoğulcu Yaklaşım.”
Koruyucu Önleyici Olma; “iş kaza- sı olmadan olabilirliğini görüp önlem almak ve meslek hastalığı oluşmadan oluşabilirliğini görüp tedbir almak.” Çoğulcu Yaklaşım ise, çalışanların “iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda bilgilendirilmesi ve görüşlerinin alın- ması” olarak yorumlanabilir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı’n- da, sistemin bu iki temel özelliğinin bir arada bulunduğu tek çalışma ya da tek doküman vardır, Risk Değerlendirmesi.
Risk değerlendirmesinde temel kav- ramları, “tehlike” ve “tedbir” olarak özet- lemek mümkündür.
Çalışma ortamında var olan ya da oluşabilecek tehlikelerin belirlenmesi ve oluşabilecek zararın “kabul edilebi- lir” ya da “kayıp veya yaralanma oluş- turmayacak” seviyeye düşürülmesi, yapılacak çalışmaların temelini oluş- turmaktadır.
Risk Değerlendirmesi, başlı başına bir anlam ifade etmez. Tehlike – Ted- bir ikilisinde, tedbirlerin hayata geçi- rilmesi (uygulanması) gerekmektedir. Tedbirlerin hayata geçirilmesinin ay- rıntılı olarak yazıldığı doküman, “Tali- mat”dır. Çalışırken, iş yaparken dikkat edilecek sağlık ve güvenlik kurallarının yazılı olduğu belgedir.
Burada, risk değerlendirmesi ile tali- mat arasında ilişki söz konusudur. Risk değerlendirmesinin bir anlam ifade etmesi isteniyorsa, kesinlikle talimat yazılmalıdır. Başka bir deyişle, eş za- manlı yapılması gereken faaliyetler, üçlü bir grup haline gelecektir:
Tehlike – Tedbir – Talimat.
İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değer- lendirmesi Yönetmeliği “risk analizin- de kullanılan yöntem veya yöntemler” konusunda bir sınırlama getirmemiştir.
Ülkemizde, risk değerlendirme ça- lışmalarında kullanılan çok sayıda yön- tem bulunmaktadır. Özellikle 5’li matris yöntemi yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunların dışında bazı işyerlerinde Fine- Kinney, bazılarında ise Hazop, tercih edilmektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür- lüğü ise tercihini 3T lehinde kullanmış- tır. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhu- riyeti tarafından finanse edilen İSGİP (Türkiye`de İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilme- si Projesi) kapsamında -2010 yılında başlatılıp 2012 yılı Şubat ayında ta- mamlanmıştır- yapılan eğitimler ve işyeri ziyaretlerinde 3T yöntemi öğre- tilmiş ve kullanılmıştır. Devamında ya- pılan çalışmalarda ise “İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi - İSGİP Çıktılarının Yaygınlaştı- rılması Eğitimleri” kapsamında da aynı yöntem üzerinde durulmaktadır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değer- lendirmesi Yönetmeliği’nde Risk De- ğerlendirme Ekibi’nin; “İşveren, İş Gü- venliği Uzmanı, İşyeri Hekimi, Çalışan Temsilcisi ve değerlendirme yapılan bölümü ya da işyerindeki bütün birim- leri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mev- cut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalı- şanlar”dan oluşturulması amir hüküm olarak yer almaktadır. Ayrıca, işveren, ihtiyaç duyulduğunda bu ekibe destek olmak üzere işyeri dışındaki kişi ve ku- ruluşlardan hizmet alabilecektir. Yani ekibin bir başka üyesi “danışman”dır.
Eğitim, kültür ve bakış açısı fark- lı kişilerden oluşan ekibin, çalışmayı sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için,
İş Sağlığı ve Güvenliği’nde risk değerlendirmesi
Cengiz Göztepe
İş Güvenliği Uzmanı - A
2003 yılında yürürlüğe giren 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 78’inci Maddesi’nde 2008 yılında yapılan değişiklikle, ilk defa kanun kapsamında “risk değerlen- dirmesi” ibaresi yer almıştır. İş Kanunu’na dayanılarak yayınlanan yönetme- liklerin bazılarında doğrudan, bazılarında ise dolaylı olarak tanımı verilerek risk değerlendirmesinden bahsedilmiştir. Özellikle 9 Aralık 2003 tarihinde İş Kanunu’nun 78’inci Maddesi’ne dayanılarak yayınlanan ve çerçeve yönet- melik özelliği taşıyan, ancak 25 Mayıs 2004 tarihinde yürütmesi durdurulan İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde hem tanım olarak hem de çerçevesi çizilen metinler halinde “Risk Değerlendirmesi”nden bahsedilmiştir.
36 ISGLife