Page 8 - 7.SAYI
P. 8
ÇİÇEKLERDE SAKLI
Japonca bir kelime olan Sakura’nın Türkçesi “Kiraz Çiçeği”
anlamındadır. Sakura, meyve vermeyen bir tür “Kiraz Ağacı” dır.
Japonya'nın kiraz çiçeklerinde (sakura) geniş bir çeşitlilik vardır ve
200'den fazla çeşidinin var olduğu bilinmektedir. Japonya'da kiraz
çiçeğinin en popüler çeşidi Somei Yoshino’ dur. Ayrıca Japon kiraz
çiçekleri yeniden doğuşu simgeler.
Sakura efsanesi yüzlerce yıl önce antik Japonya‘da geçer. O
zamanlarda, derebeyleri arasında birçok savaşçının öldüğü, bütün
ülkeyi üzüntüye, yalnızlığa boğan korkunç savaşlar olmuştur. Barışın
olduğu zamanlar çok kısadır. Bir savaş bitince yenisi başlar.
Bütün bunlara rağmen, savaşın hiç uğramadığı çok güzel bir orman
vardır. Yapraklarından nefis parfüm kokuları gibi kokuların saçıldığı
ağaçlarla dolu bir orman… Ve burası hayatları boyunca işkence gören
antik Japon halkına teselli veren bir ormandır. Ne kadar savaş olursa
olsun, ordulardan hiçbiri o güzel ormanı savaşla lekelemek istemez.
Bununla birlikte, o ormanda güzel kokmayan bir ağaç vardır. Bu ağaç
hayat dolu olsa da, dallarında hiç çiçek açmamıştır. Bu sebepten
dolayı, sanki ölü ve sırık gibi uzun ve kupkuru gözükmektedir. Aslında
öyle değildir. Görünen odur ki; kokusuz olmak onun kaderinde vardır.
Kokusuz olan ağaç çok yalnızdır. Hayvanlar bile onun tuhaf
büyüsünden etkilenme endişesiyle yanına yaklaşmamaktadır. Aynı
sebepten dolayı çevresinde ot dahi çıkmamaktadır. Onun tek dostu
yalnızlığıdır. Sakura efsanesi der ki; aslında genç olmasına rağmen
oldukça yaşlı göründüğü için onun yanına bir peri gönderilir.
Bir gece, bir peri ağacın yanında görünür ve nazik sözlerle onun güzel
ve parlak görünmesini istediğini belirtir. Ona yardım etmek
istemektedir. Böylece, peri 20 yıl sürecek bir sihir için doğaüstü
güçlerini kullanır. Bu esnada, ağaç kendini insan kalbinin hissettiği gibi
hissetmeye başlar. Belki de bu şekilde kendini mutlu hissedecek ve
tekrar güzel kokmaya başlayacaktır.
Peri ona sihir sayesinde ne zaman isterse hem bir bitkiye ve hem de
bir insana dönüşebileceğini söyler. Diğer yandan, eğer bu 20 yıl içinde
kendi canlılığına ve parlaklığına tekrar kavuşamazsa, aniden öleceğini
bildirir.
Tıpkı perinin söylediği gibi, ağaç fark eder ki ne zaman isterse insan
veya ağaç olabiliyordur. İnsan duygularının kendisinin güzel kokmasını
sağlayıp sağlamayacağını görmek için uzun süre insan olarak kalmak
ister. Fakat ilk başlarda tamamen hayal kırıklığına uğrar. Ne zaman
etrafına baksa hep savaş ve nefret görür. Bundan sonra o da tekrar
ağaç olarak kalmaya devam eder.