Page 100 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 100
çok inledi de Yusuf’un kokusunu alıp gözleri açıldı. İmran’ın oğlu Musa, onun nurunu gördü de uzun geceler hayran kaldı. Kırk gece kendinden geçti; kavuşma ve görüşme zevkine daldı. Sonra dedi ki: Yarabbi! Bana bu lütfundan bir alamet ver.
Hak ona işte sana (Yed-i Beyza) nurlu eli verdim; dedi.
Gene Ali’nin vergisidir ki, Meryem’e arkadaş oldu da İsa vücuda geldi...
O şeriatte ilim şehrinin kapısıdır. Hakikatte ise iki cihanın beyidir. İki ci- hanın sultanı Muhammed, Hakka yakınlık gecesinde, Allah’a kavuşmanın harem yerinde onun sırrını gördü. Ali’nin nutkunu, Ali’den dinledi. Ali ile birleşilen o yerde Ali’den bşka bulunmaz.
Allah yolunda gidenler isteyicidirler; Ali istenilendir. Söyleyenler söyler- ler, susarlar. O, susmaz, söyler. Ebedi ilim, onun göğsünde parlayıp gö- ründü. Vahyolunanların sırlarını, o hakikat olarak bildi ve bildirdi. Üm- metlere haykırdı:
- Allah yolunda Ali, sizin kılavuzunuzdur.
Allah’a içi doğru olanlar yüzlerini ona çevirmişlerdir. Zira o şahtır, doğru yolu gösterendir, efendidir...
O, bütün Peygamberlerin sırrında idi. Cenabı Mustafa: - Benimle açıkça beraber bulundu, dedi.
Dinde evvel, ahir o idi. Allah ile içli, dışlı o idi...
İşte bunları söyledim ki, bu yüksek mananın nüktesini öğrensin de yüksek velayete eresin. Sence apaçık bilinsin ki, hakkıyle yüce olan odur.
Ey efendi! Benimle boşuna kavga etme. Bu böyledir. Hakikat budur ki, biz hepimiz zerreyiz, güneş odur. Biz hepimiz damlayız, deniz odur.
!
! ! ! ! !
!100