Page 58 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 58
Anlamla dopdolu olan beden sahibinden fetva alırlar gönül ehli olanların hepsi,
Nasıl olur da gizli şeyler, bilinmez onca? Onun nuru, Allah'dandır,
Allah'dan birşey gizlenebilir mi hiç? Bunu, kör olandan başkası söyle- mez,
Yerde, gökte, Allah nurundan birşey gizlenebilir mi? Kendine gel, Onun gözlerindeki nur, Allah nurudur: hâsılı sırlar, ona aşikârdır,
Gönül ehline, yaratılmış da deme; çünkü onlar, yücelerin nicesinden de ötededir,
O bölüğün hüküm sürdüğü yer, nakışsızdır, sûretsizdir: tüm can kesilmiş- tir onlar,
Orda ne aşağı vardır, ne yukarı; o bilgiye bu adlar, perdedir,
O neliksiz - niteliksiz yolun izi belirmez; her aşağlık kişi, oraya nasıl git- meyi kurar?
Onların yolları, gecesiz, gündüzsüz, âşıklıktır hep: canlan, gönülleri, aşk- la yanıp yakılmadadır,
Ama bu yanış, ziyan veren yanış değil; yalnız ölülere ebedilik, ziyan verir mi?
Onların yanışları, mezarlığa düşse, orada yüzlerce gül bahçesi biter,
Şaşılacak bir bahçe, bir güllük olur da bahçıvansız, sebepsiz güller yetişir,
O gülün kokusu, Zuhal yıldızını da aşmıştır; gök, o kokuyla sarhoş ol- muştur; döner - durur,
O gül, sonunda yok olan, mum gibi kendi ışığıyla eriyip giden gül değil- dir,
Allah'dan var olan, rengi solmayan, kokusu bitmeyen güldür,
Hiçbir yaprağı toprağa dökülmez; gökler, onun güzelliğine hayran olup kalmıştır,
Yaprağı, herkese azıktır: bunu anlatmaya kalkışma, tut dilini,
Böylesi sır, nasıl dile gelir de söylenir? Sus, bu sözü söyleme, yum ağzı- nı,
Ben ki canla - gönülle bu yoldayım: ben ki Allah'ın âşıklarındanım; !58