Page 82 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 82
!
!
Yüzünün gül bahçesi, gönlümün seyran yeri oldu, cefalarının acılığı, gönlüme helva kesildi...
Gamından bir şikayetimiz yok amma öylesine bir tadı var ki... Doyarsa eyvahlar olsun gönlüme.
!
Nice demdir toprağımıza katre katre, yudum yudum öylesine şarap döktü ki toprağımızın her zerresini feryada getirdi, her zerremizde bir çığlık var, bir feryat var.
Göğsümüz yarıldı, açıldı; gönül aşk dokumaya koyuldu; ulu Tanrı’nın kadehiyle şişe saf, tertemiz bir hale geldi.
Çiçekler açılmış, kötü gözler görmüyor. Gayret, ağzını yalama diyor bana, şarap içmeye koyul.
Ey can, görünür görünmez canımı da kaptın, gönlümü de; müşteri sen ol- duğun için kumaş değerlendi.
Bulutun yeşillikler yağdırır, kadehin can verir, derdin insanın içine ne de güzel siner; artık sen bu derde başka dert katma.
Ey aşk, sağ oldukça senin şarabınla sarhoşum ben, “Yaklaştı, yakınlaştı” makamına vardığım zaman senin lütfunla yüceyim, senin lütfunla aşağı.
Sana nasıl ay diyeyim, ay hummaya tutulmuş, sapsarı kesilmiştir.
Selvi desem doğrudur bu söz, fakat selvi yanar, ay son üç gece görünmez olur, canların aslına asıl olandan başka hiçbir şeyin aslı yok.
Güneş tutulur, ay tutulur, vaktin Halil’iysen ikisine de istemem sizi de, ikisinden de yüz çevir.
Dediler ki: Bütün dostlar öldü gitti, yok oldu; Tanrı’yı seven, ona sevgi besleyen yok olmaz.
Ab-ı Hayat Tanrı’dır, kaçıp Tanrı’ya sığınanın ruh, kölesi olur, Ruhü-l- Kudüs lalası.
Yüce Tanrı lütfuyla candan kopan gülüşten başka halkın şu gülüşleri, hep çakıp sönen şimşektir adeta.
!
!82


































































































   80   81   82   83   84