Page 92 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 92
Başka bir terci de şu: Bugün sofra çekmedesin, can cennetini kerem et- mede, lütfetmede, konuğun önüne getirmedesin.
Aşıkların gönül derdini ne de hoş, dermanın bulunduğu yere çekiyorsun; iştiyak çeken her susuza ta Ab-ı Hayat kaynağına kadar götürüyorsun.
Fakat padişah olmayandan başkasını, anlar, duyar bir gönüle sahip bu- lunmayandan gayrısını nasıl olur da çekersin? İnsan olan herkesi tutuyor, böylece çekiyorsun.
Padişahlar padişahı sensin, sonu bulunmaz ihsan sensin; şu ahir zaman kıtlığında kerem, lütuf sofrasını yayan ancak sensin işte.
İki üç aşağılık yoksula karşı öylesine gönül alçaklığı gösteriyorsun ki; sanki edna bir kulsun da padişaha sofra götürmedesin.
Zembillerini la’lle, inciyle doldurmadasın, yağmurun saman çöplerini gö- türmesi gibi onların zembillerini taşımadasın adeta.
“Tanrı çağırıyor” buyruğu, zindandakilerin halası için geldi de zindanda- kiler dertlere gamlara düştüler; sanki onları zindana götürüyorsun.
Görünüşte Firavun’u yılanla korkutuyorsun amma gerçekte lutfun, ihsa- nın onu yılana benzer nefsin elinden satın almada.
Kereminle Firavun’a, seni tahta, saltanata götürüyorum dedin, inat etme, bırak, ben çekeyim, götüreyim seni, çünkü sen darmadağan çekiyorsun.
Firavun, bu bağ senden dedi, Musa arada bir vasıta; beni de Musa gibi çek, götür, çünkü onu gizlice çekiyor, götürüyorsun.
O, dedi ki: Eğer o Musa’dan ibaret olsaydı sopa nasıl olurdu da ejderha kesilirdi, avucu nasıl olurdu da Ay gibi parlardı, sen rahmandan baş çeki- yorsun?
Musa’yı çağrılmadan Şuayb’e yolladık; bun içinde kalmış, çaresiz bir hale gelmiş aşık gibi ne diye ona özeniyor, tamaha düşüyorsun?
Musa’mız isyan etmedi, sebebe baş urmaktan utanmadı; on yıl Şuayb’e çobanlık etti, çoban adına nasıl dayanabilirsin sen?
Ey Tebrizli Şems, söz söyleme kabiliyeti seninle coştu köpürdü, bu köpük baştan aştı, çünkü sen tutmuşsun onu ta Zühal yıldızına çekiyorsun.
Bir başka terci de şu: Ey can, her dem çekiyorsun amma bir an olur da az çekersen gönlümün derdi artıyor.
Ey bizi çekip götüren, pek pervasızca çekip götürüyorsun; sen bir güneş- sin, biz neme benziyoruz, bizi yücelere çekiyorsun.
!92