Page 96 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 96
Bizim hissimizden uzak gizli bir yoldan, gökteki güneşin bir çok gizli yolları vardır.
O yoldan ki, altın, toprak altında, ondan kuvvet alır. O yoldan ki, taş par- çası, ondan yakut olur.
O yoldan ki, yakuta kırmızı renk verir. O yoldan ki, nalı şimşek gibi çak- tırır.
O yoldan ki, meyveyi olgunlaştırır. O yoldan ki korkak, vehham olanların kalbine kuvvet verir.
O mubariz dedi ki: “Ey kanadı Allah’ın nuru ile parıldayan! Ey Şaha ve Şahın bileğine alışkın olan, Doğan! Bu sırrı açık söyle. Ey Şah-ı Hakiki’- nin Anka tutan Doğan’ı! Ey orduları, ordusuz tek başına ezip geçen kah- raman! Sen kendin, yüzbinlerce ümmetsin. Bu naçiz kul, senin yüksek himmet Doğan’ına avlanmıştır. Açık söyle. Kahır yerinde gösterdiğin bu rahmet nedir? Ejderhaya fırsat elini vermek kimin yoludur? Hangi yiğidin işidir?
Cenab-ı Ali dedi ki: “Ben kılıcı Allah rızası için vururum. Ben, Hakk’ın koluyum, tenin emrini yapmaya memur değilim. Tanrı arslanıyım, heva ve heves arslanı değilim. Benim işim, benim dinime şahittir. Muharebede, ‘Attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı.’ ayetinin mazharıyım. Ben kılıç gibiyim, kılıcı vuran hakikat güneşidir. Ben varlık yükümü, Allah’a yöneldiğim yoldan kaldırırım. Allah’tan başka kainatta ne varsa yok far- zederim. Ben gölgeyim, benim sahibim, hakikat güneşidir. Ben onun ka- pısının perdecisiyim. Onu örten, göstermiyen bir perde değilim. Ben Al- lah’ın vuslat incilerinden yapılmış bir kılıcım. Cenkte diriltirim, öldür- mem. Benim kılıcımın incisini, kan örtmez. Benim makamımın bulutunu nefis rüzgarı asla yerinden kımıldatamaz. İlimde, sabırda, ihsanda saman çöpü değilim, dağım. Fırtına dağı yerinden oynatamaz. Bir rüzgarın es- mesiyle yerinden oynayan, bayağı kimsedir. Zira hakikate uymayan rüz- gar çoktur. Hışım rüzgarı, şehvet rüzgarı, hırs rüzgarıdır ki, hakiki namaz ehli olmayanı yerinden oynattı. Ben dağım, benim bütün varlığım onun mülküdür. Ben eğer saman gibi olursam, benim rüzgarım gene onun ira- desinin rüzgarıdır. Onun rüzgarı olmaksızın ben meyil etmem, yerimden kınıldamam. Benim ordumun baş kumandanı, tek olan Rabbimin aşkın- dan başka birşey değildir. Hışım padişahlara şah, bana köledir. Hışmı ben yularımla bağlamışım. Benim ilim kılıcım, hışmımın boynunu vurdu. Hakk’ın hışmı, bana tıpkı rahmet gibi geldi. Gerçi varlık tavanım viran olduysa da ben nurun içine daldım. Gerçi ben Ebu Turab (Toprak Babası) oldumsa da Allah’ın ilim ve rahmet çiçeklerinin bahçesi oldum. O zaman ki, seninle gazada bana nefsani bir illet emaresi geldi, ben kılıcı kullan- mayıp saklamayı uygun gördüm. Ta ki benim adım, Allah için seven. Be-
!96


































































































   94   95   96   97   98