Page 5 - NİSAN 2023
P. 5
KURUMLAR VERGİSİ REHBERİ
NİSAN 2023
İktisadî kamu kuruluşlarının kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler
arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış
sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet bedelinin
sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi de
bunların iktisadî niteliğini değiştirmez.
ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler: Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri
devamlı bulunan ve sermaye şirketleri ve kooperatifler dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer
nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleridir. KVK’nın uygulanmasında
sendikalar dernek; cemaatler ise vakıf sayılır.
İktisadi işletmenin belirlenmesinde Kanunun 2. maddesinin 5. fıkrasında belirlenen koşullar dikkate
alınacak olup işletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir
mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel
özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-
satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek
ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.
Dernek veya vakfa ait bir iktisadi işletmenin varlığından söz edilebilmesi için aşağıdaki şartların varlığı
gerekmektedir.
İktisadi işletme, dernek veya vakfa ait veya tabi olmalıdır. Ait olma, sermaye bakımından; bağlı olma ise
idari bakımdan ilişkiyi ifade etmektedir
Dernek veya vakfa ait veya tabi olan iktisadi işletmenin bu sıfatıyla kurumlar vergisi mükellefi
sayılabilmesi için diğer şartların yanı sıra, sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmaması gerekir.
Aksi halde, sermaye şirketi ya da kooperatif olarak kurumlar vergisi mükellefi sayılacaklardır.
Dernek veya vakfa ait işletmenin kurumlar vergisi mükellefi sayılması için, söz konusu iktisadi işletmenin
ticari, sınai veya zirai alanda devamlı olarak faaliyette bulunması gerekir. İlgili Kanun maddesinin
gerekçesinde; devamlılık unsurunun, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari
mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade ettiği belirtilmiştir. Aynı hesap döneminde
tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla
birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda devamlılık
unsurunun varlığı kabul edilmelidir.
Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş
görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine
ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet
bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına
tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmez.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 2 nci maddesine göre dernek ve vakıfların elde ettikleri gelirlerin
münhasıran Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve Gelir Vergisi
Kanunu’nun geçici 67 nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş;
Taşınmaz kira gelirlerinden,
Menkul kıymet alım satım gelirlerinden,
Menkul kıymetlerin elde tutulması ile itfasından elde edilen gelirlerden,
oluşması halinde, elde edilen bu gelirler dolayısıyla 7256 sayılı Kanunu’nun 36 ncı maddesi ile yapılan
değişiklikle, 1/1/2008-31/12/2025 tarihleri arasında dernek ve vakfa bağlı iktisadi işletme oluşmayacağından,
anılan gelirler nedeniyle dernek veya vakıf adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmeyecektir. Dernek
veya vakıfların söz konusu gelirleri üzerinden yapılan vergi kesintileri nihai vergi niteliğinde olacaktır.
d) İş ortaklıkları: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında iş ortaklıkları, aynı
maddenin diğer fıkralarında yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle,
belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları
ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler şeklinde tanımlanmıştır.