Page 14 - Yürüyüş Dergisi 15. Sayısı
P. 14

Yoldaşları Sıla Abalay’ı Anlatıyor:

              “Aklımıza Mitka Grıbceva geldi...
              Onun azmi, kararlılığı, savaşma hesap sorma isteği…

              Böyle düşünmek güç verdi, bize kim olduğumuzu hatırlattı tekrardan…”

                 Sılayla aynı okuma grubunday-                                   olduk..Hem üşümeye başlamıştık
              dık... Okuma gününden bir gün                                      hem de gözümüzün önünü göremi-
              önce, akşam Sılalara kalmaya git-                                  yorduk...Cepheli koşullara teslim
              tik.Sabah da okuma yapmak için                                     olmaz, savaşır dedik..Gerilla oldu-
              Okmeydanına gidecektik. Sılanın                                    ğumuzu düşünelim ne yapacaktık,
              ailesi ona karşı tepkiliydi devrimcilik                            kar  yağdığı için vazmı gececek-
              yaptığı için, okulunu bıraktığı için…                              tik… Aklımıza Mıtka Grıbceva gel-
              Annesi her ailenin çocuguna dev-                                   di...Onun azmi, kararlılığı, savaşma
              rimcilikle ilgili söylediği şeyleri                                hesap sorma isteği…Böyle düşün-
              söylüyordu Sıla’ya: Gel burada yap                                 mek güç verdi, bize kim olduğumuzu
              illa devrimcilik yapmak için gitmen                                hatırlattı tekrardan… Mıtka gibi
              mi gerekiyor. Burada hem devrim-                                   yaptık. Kendimize hedef koyduk
              cilik yap hem okulunu oku.. gibi                                   şu binanın, şu arabanın yanına gi-
              şeyler söylüyordu sürekli… Sıla                                    dince dinleneceğiz diye… Marşla-
              tekrar tekrar anlatıyordu annesine                                 rımızı  söyledik yol boyunca… He-
              neden devrimcilik yaptığını, ikna                                  def koyduğumuz yerlerde  mola
              etmeye çalışıyordu... Bir de ablası                                verdik, dinlendik..Birbirimizden
              vardı Sıla'nın.. 'Abla keşke ablamı                                destek ala ala, birbirimize tutuna
              da devrimcileştirebilsek' diyordu.                                 tutuna bitirdiğimiz o zorlu yürüyüş
              Ablasına üzülüyordu...  Ablasının                                  tam iki buçuk saat sürmüştü… İki
              kendi dünyasında yaşamasına, sa-                                   buçuk saat sonra metrobüse vara-
      Sayı: 15
              dece kendisiyle ilgili hayaller kur-                               bildik..Ve kazanan devrim oldu
              masına... Halkının yaşadığı acıları,                               dedik birbirimize..
      Yürüyüş
              adaletsizlikleri gördükçe Sıla, öğ-                                  Sıla’ya hep 'küçük zaafım' der-
      21 Mayıs
      2017
              rendi kendi kabuğundan çıkıp baş-                                  dim... Dayanamazdım ona… Elime
              kalarının acısını taa yüreciğinin şu-                              yiyecek bir şey geçtiği zaman sak-
              rasında hissetmeyi...                                             lardım o gelince ona verirdim…
                                               icin..Taksi de yok kardan dolayı. O
                 Sabah uyandığımızda her yer                                    Elimde olan herşeyi onunla paylaş-
                                               gün okuma günümüzdü ve Okmey-
              bembeyaz kardı..Ya Aralık ya Ocak                                 mak istiyordum… Keşke şu göğüs
                                               danı’na gitmemiz gerekiyordu. Otur-
              ayıydı tam hatırlamıyorum ama aca-                                kafesimi yarabilsem de seni içime
                                               duk düşündük Sıla’yla ne yapalım
              yip kar yağmıştı. Pencereden dışarı                               sokabilsem derdim hep ona… Öyle
                                               diye…
              baktığımızda hareket eden hiçbir şey                              güzel bakardı ki insana gözlerinin
                                                  Gitmesek   olmazdı   çünkü
              yoktu… Ne insanlar işine gidiyor                                  içi gülerek… O gülüşünü, bakışını
                                               Mahir(Bektaş) de bizim okuma gru-
              ne de arabalar yolcu taşıyordu bir                                çaldılar bizden Sıla..Artık sana küçük
                                               bumuzdaydı, onu yalnız bırakmak
              yerden bir yere…  Yollar kardan  da istemiyorduk...Ve yola çıkmaya  zaafım demiyorum.. Sen benim dev-
              dolayı kapanmış metro, metrobüs ve                                rimcilik nedenimsin... Hani demişsin
                                               karar verdik..Annesi, ablası gitme-
              diğer bütün ulaşım araçları yağan                                 ya “Sonevler’de oturan çocuklar ko-
                                               memiz için bizi ikna etmeye çalışı-
              kardan dolayı kullanılamıyordu..   yordu..Tipi var donarsınız, yolda yo-  nuşmaktan utandığı için devrimcilik
                 Kahvaltımızı yapalım biraz bek-                                bir zorunluluktur”…Şimdi de senin
                                               lakta kalırsınız başınıza bir hal gelir
              leyelim dedik belki yollar açılır                                 yarım kalan gülüşün,coşkulu coşkulu
                                               dediyse de biz gitmeye karar ver-
              diye… Annesi de bizi ikna etmeye  miştik bir kere..Üstümüze  kalın  insanlara devrimciliği anlatışın, göz-
              calışıyordu bugün gitmeyin kalın                                  lerinin içi gülerek bakışın.. ve daha
                                               şeyler giydik, iki üç tane çorabı üst
              burda diye, karın yolları kapatmasına,                            birçok şey… bir de bunlar için hesap
                                               üste giydik..Sılanın annesi pekmez
              evde 'mahsur' kalmamıza seviniyor-                                soracağız..bir de bunlar için basacağız
                                               veriyordu ki bize sıcak tutsun… Son
              du...Aradan bir saat geçti 2 saat geçti                           tetiğe… Söz sana…
                                               hazırlıklarımızı yaptıktan sonra çık-
              bir değişiklik yok tam tersi hava                                   Şimdi sen de özgürlük bahçesinde
                                               tık..Ikımızde çok heyecanlıydık ey-
              iyice kötüleşti… Taksiyle metrobüse                               bir gülsün Sıla... Uğruna canını ver-
                                               leme gider gibi… Kar diz boyuydu
              kadar gidelim en azından ondan son-                               diğin halkın seni de bastı bağrına..Ber-
                                               ve savuruyordu..Gözümüzü açamı-
              rasını hallederiz diye düşündük..Taksi                            na’nın, Şafak’ın öğrencisi… Karanfil
                                               yorduk..Sokakta da kimse yok… Bir
              durağını aradık taksi cağırmak                                    halayında sen de aldın yerini...
                                               süre gittikten sonra vazgeçecek gibi
       14
                                        HALKI KAHRAMANLAŞTIRAN
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19