Page 12 - Yürüyüş Dergisi 15. Sayısı
P. 12
ŞEHİDİMİZ SILA ABALAY'IN YAZDIĞI YAZIYI YAYINLIYORUZ
KİRAZ ÇİÇEKLERİ
“Ne Kadar Çok Seviyoruz
Birbirimizi Değil Mi?..
Sevgi Ölümü Nasıl Da Yeniyor”
Nasıl bir özlem nasıl, bir sevda ki meden sarılıyor bana. Saçlarındaki ğumuzu hatırlıyorum. Çiğdem abla
bu, çok özledim çok ama çok seviyo- kına kokusundan anlıyorum Hünkar otobüste giderken bana Bahtiyar abi-
rum demek yetmiyor. Yutkunamıyor abla. Gerillaya gitmeden kına yak- nin sevdiği türküleri dinletirdi.
insan kelimeler boğazda diziliyor, ben mıştı saçlarına canım ablam. Sıkıyor Bir kez sormuştu Berna abla; "son
birini düşünürken öyle hızlı çoğalıyor yanaklarımı. Sonunda erdin muradına kez bir şey diyecek olsan ne derdin"
ki kavuşacaklarım, insan koşarak ka- 18’ine basmadan aldın kleşi diyor, diye. Cevap verememiştim de nasıl
tılmak istiyor bu kervana. Bir yer gülüyoruz. Tekrar tekrar sarılıyorum pişman olmuştu sorduğu için. Heye-
hayal ediyorum cennet değil, yıldızlar; doyamıyorum ablama, kulağıma fı- candan cevap veremedim diye nasıl
öyle parlak, öyle derin, bütün dilek- sıldıyor; "sakın ağlama hiç mi de- kızmıştım kendime. Ya Bahtiyar abi...
lerimizin orada olduğu bir yer. Vurul- ğişmedi senin şu huyun" diye tatlı Kar yağmıştı Gazi’ye de karların
duğumu hayal ediyorum, düşmanın tatlı kızıyor. Bir bakıyorum ki lülük içine gömmüştü beni. Benim sabırlı
beyninde en büyük zararı vererek lülük saçlarıyla Çiğdem abla hızlı emekçi Mahir abim nasıl dalga geçi-
orada vurulup düşüyorum. Son nefe- hızlı geliyor. Hemen arkasında Berna yordu benimle, "majezik" diyemi-
simi verirken, en çok acı çektiğim abla ve Bahtiyar abi. Çiğdem abla yorum diye. Gülünce daha da kırmızı
anda, biri elimi tutuyor. Gözlerimi abla hemen sarılıyor ve ardından olurdu o güzel yüzü. Şafak abi şehit
açıyorum, Şafak abi... Sımsıkı sarılı- hızlı hızlı sorular sormaya başlıyor düştüğünde ağladığımız için çok kız-
yorum ona, elimde değil eminim "nasılsın, bir ihtiyacın var mı, bi- mıştı ve demişti ki; Şafak’a da bu
denize akan nehir gibi akar gözyaşla- zimkiler n'apıyor? Ve Berna abla yakışırdı, böyle ölmek yakışırdı, niye
rım. Siliyor abim gözyaşlarımı, hoş- giriyor araya "Çiğdem Çiğdem ay üzülüyorsunuz, devrimciliği bırak-
geldin nerede kaldın diyor, çok özledim dur özledim bir sarılayım". Berna madı, hain olmadı...
diyor, ben öyle mutluyum ki konuşa- ablam benim, o bana kendine gü- Ben bu anılarla yaşadım gece
mıyorum. Tekrar sarılıyor Şafak abi venmeyi öğretti, bana yere sağlam gündüz, onlara duyduğum özlemle
uzunca, sımsıkı. Konuşacak çok şe- basmayı öğretti. Bahtiyar abi gü- yaşadım. Şimdi onlarla yanyana ol-
yimiz var, diyor ve başlıyoruz yürü- lümsüyor Cephe gülüşüyle. Sarılı- duğuma inanamıyorum. Bunları ge-
meye. Yolda bana gençliği soruyor, yoruz sımsıkı, "hoşgeldin" diyor. çirirken içimden, birden çikolata tu-
neler yaptığımızı... Kimleri nasıl eğit- Oğuz’u görüyorum "semtimizin kızı" tuşturuyor biri elime "al" diyor;
tiğimizi soruyor. Gözüm hep sizin diyor, gülümsüyor o güzel gamzesini kendi eyleminin tatlısı, ilk sen ye...
üzerinizdeydi diyor. Anlatıyorum uzun izliyorum, sonra sarılıyoruz sımsıkı. Bu ses Dayı’mızın sesi... Mahkeme
uzun her şeyi. Kızıyorum ona niye Nasıl özlemişim hepsini. Bir rüya görüntülerini sayısız kere izleyip
beni de yanında götürmedin diye, olmasından korkuyorum... kabımıza sığamadığımız Dayı’mızın,
senin daha yapacak işlerin vardı diyor. Hep şehitlerimizi görürdüm rü- öğretmenimizin sesi. Dayı’ya sarı-
Öyle özlemişim ki onu, onun sesini... yamda ve sabahları kalkmak istemez lıyorum, onu hep merak ediyordum.
Nerede yürüdük, hangi yollardan geçtik tekrar tekrar hayal ederdim gördük- Hep abilerime soruyor anlattırıyor-
bilmiyorum. Bir kapıyı açıyor Şafak lerimi. Şimdi de sanki hiç uyanmak dum, onu tanımak istiyordum. Şimdi
abi, yerlerde hep kiraz çiçekleri. Öyle istemediğim bir rüyadaymışım gibi. bütün sıcaklığıyla, samimiliğiyle
güzel kokuyor ki her yer. Bak diyor Hangisine sarılsam özlemle dolu karşımda...
sen de en güzel olduğun anda düştün gözyaşlarımı durduramıyorum. Neler Çiğdem abla heyacanlı heyacanlı
toprağa kiraz çiçekleri gibi. Sonra paylaştık biz... Şafak abinin omzunda “hadi hadi diyor halay çekelim”. Ve
gökyüzüne bakıyorum lacivert ama ağlardım ve o da dayanamazdı göz- halaya başlıyoruz. Bir yanımda Bün-
apaydınlık. Yıldızlarla dolu ve öyle leri dolardı. Berna ablanın "sen ada- yamin, bir yanımda Aysun abla...
yakınki sanki elimi uzatsam bir yıldızı letli olacaksın", "kendine güvene- Bünyamin'e bakıyorum gülümsüyor.
oynatacağım yerinden. ceksin" sözleri kulaklarımda yankı- Aysun ablaya bakıyorum yine yeleği
Yürüdükçe yoğunlaşıyor kiraz lanıyor. Ya Leyla abla, nasıl kafa üzerinde, boynuma sarılıyor hemen.
çiçeklerinin kokusu ve bir kapı açı- yorardı mahalleler üzerine. Saatlerce Aysun ablanın saf, temiz tavırları
lıyor. Ben daha kim olduğunu göre- mahalle gençliği üzerine konuştu- hep yüzümüzü güldürürdü. Öyle ge-