Page 175 - Bana Kavgayı Öğret Usta Kitabı...
P. 175

içlerinden biri şöyle bir öneride bulundu:

                 -Bakın aynen şu şekilde iyi polis-kötü polis oyna-
            yacağız. Ben silahımı çıkarttıktan sonra, mermiyi ağzına

            verip silahı kafasına dayayacağım. Birkaç saniye sonra
            sen elime vur. Sanki tam ateş edecektim de o esnada
            sen elime vurarak beni engellemişsin gibi yapalım, ar-
            dından bana “dur ne yapıyorsun senin yüzünden başı-
            mız belaya girecek” tarzında laflar söyle. Nasıl fikir?

                 -Aynen çok güzel fikir. Hatta şöyle yapalım, silahı
            kafasına dayadıktan sonra yan tarafına doğru ateş et.

            Bunu da yaparsak tam olur. Ne kadar ciddi olduğumuzu
            daha iyi anlar, korkudan ne yapacağını şaşırır. Kahkaha
            attılar.

                 Konuşmalarının ardından hep beraber Ali’nin ya-
            nına geri döndüler.

                 -Sana son bir şans daha veriyoruz, umarım konuş-
            tuklarımızı iyi düşünüp mantıklı bir karar vermişsindir.
            Eğer dediklerimizi yapmazsan senin için her şey biter.

            Burası gördüğün son yer olur. Burası son durak.
                 Bu sözlerin karşısında Ali yerde diz çökmüş bir şe-

            kilde ama bedeni dimdik, hiç ses çıkartmadan konuşan
            kişinin gözlerinin içine bakıyordu. Bu delici bakışlar kar-
            şısındakine her şeyi anlatıyordu. Bu bakışlar, “Ne ya-
            parsanız yapın, ben sizden hiçbir şekilde korkmuyorum”
            anlamına geliyordu. Ali onu kaçıran kişilerin polis ol-

            duklarından emindi artık. Telsiz konuşmaları, sordukları


                                      173
   170   171   172   173   174   175   176   177   178   179   180