Page 181 - Bana Kavgayı Öğret Usta Kitabı...
P. 181
kazdıkları çukurun yanına getirip yere attılar. Ardından
başlarındaki polis Ali’nin yanına gelerek onun saçların-
dan tuttu.
-Ulan yavşak! Senin cesedini burada kimse bulama-
yacak! Ne bayramda ne seyranda ailenin ziyaret edebi-
leceği bir mezarın bile olmayacak. Her sene arkadaşların
senin adını beş bilemedin on dakika anar. O da zaten
üç-beş sene sürecek, sonra herkes hayatına devam ede-
cek. Sen unutulup gideceksin. Değer mi lan bunlar için
ölmeye, değer mi lan aileni oğulsuz bırakmaya, sana son
defa üç dakika daha veriyoruz, bu son üç dakikan olacak
ona göre düşün. Yoksa seni buraya diri diri gömeriz. Ya
ölüm ya da ailenle birlikte mutlu bir yaşam. Seçim senin!
Ali artık hiçbir şey düşünmüyordu bile. Kendisini
her türlü sona hazırlamıştı. Verdikleri üç dakikalık süre
de dolmuştu. Üç dakika hayatın olağan akışında çok kısa
bir zamandı, ama Ali o an olağandışı bir durum içerisin-
deydi. Belki de kendisiyle baş başa kaldığı en uzun üç
dakikaydı.
O hiçbir şey düşünmeden, sessizce, sonu olacak çu-
kura boş gözlerle bakarak geçirdiği koca bir üç dakika.
Ölümle yaşam arasında ardından katledileceği son üç
dakika. İhanetle, kahramanlık arasına inşa edilmiş üç da-
kikalık uzun bir yol. Tüm devrimciler yaşamı sever, yol-
daşlarını ve halkını daha çok sever. Onlar için ölmek her
gün yaşamak demekti Ali için. Elinden gelse her gün,
her an ölebilirdi onları yaşatabilmek için. Bu üç dakika
179