Page 184 - Bana Kavgayı Öğret Usta Kitabı...
P. 184

Bu konuşmadan sonra bir süre daha sessizlik oldu.

          Bütün polisler birbirlerine bakıyorlar, ne yapacaklarını
          düşünüyor gibiydiler. Ali kazılan çukurun içinde sırt
          üstü yatıyor, sessizce olanları bekliyordu. Polislerden
          biri sessizliği bozarak…

              -Araçların farlarını söndürün, Ali’yi çukurdan çıkar-
          tın, gidiyoruz. Daha fazla beklemenin bir anlamı yok.
          Bugün burada ne yapsak da bunu konuşturamayacağız.

          Adam Nuh diyor, peygamber demiyor.
              Polisler Ali’nin inatçılığına, iradesine çok şaşırmış-

          lardı. İçlerindeki kızgınlığın ardında az da olsa bir hay-
          ranlık duygusu da vardı. Fakat bu kadar hazırlığın, bu
          kadar mizansenin ardından Ali’nin hiçbir şekilde onlara
          konuşmayışı, içlerindeki nefreti büsbütün arttırıyordu.
          Arabaların farlarının sönmesiyle ortalığı zifiri bir karanlık

          kaplamıştı. Artık göz gözü görmüyordu. Ali’nin gözleri
          arabaların farlarından dolayı ışığa alışmış olduğundan,
          ilk anda etrafındaki hiçbir şeyi seçemez oldu. Polisler
          öyle bir hazırlık yapmışlardı ki, araçların farları direk
          Ali’nin gözünü alıyordu, Ali farların arkasında ne oldu-
          ğunu görmemişti. Farlar sönüp Ali yavaş yavaş karanlığa

          alışınca araçların arka tarafında tel çitleri, çitlerin hemen
          yanındaki toprak yolu görebilmişti. Bulunduğu yerde
          onu katledip, oraya gömmeleri hemen hemen imkan-
          sızdı. Ali tüm kurgunun onu konuşturmak için yapıldı-
          ğını anlamıştı.  Ali’yi kazdıkları çukurdan çıkartmak için

          gelen iki polis önce Ali’yi kısa bir süre tekme tokat döv-


                                   182
   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188   189