Page 616 - Kabala ve Masonluk
P. 616

KABALA
                                                           VE
                                                       MASONLUK




                          duklar›n› varsay›yordu. Ortaça¤'dan beri inan›lan "spontane je-
                        nerasyon" adl› teoriye göre, cans›z maddelerin tesadüfen bi-
                      raraya gelip, canl› bir varl›k oluflturabileceklerine inan›l›-
                    yordu. Bu dönemde böceklerin yemek art›klar›ndan, farele-
                 rin de bu¤daydan olufltu¤u yayg›n bir düflünceydi. Bunu is-
                 patlamak için de ilginç deneyler yap›lm›flt›. Kirli bir paçav-
                 ran›n üzerine biraz bu¤day konmufl ve biraz beklendi¤in-
                 de bu kar›fl›mdan farelerin oluflaca¤› san›lm›flt›.
                   Etlerin kurtlanmas› da hayat›n cans›z maddelerden tü-
                 reyebildi¤ine bir delil say›l›yordu. Oysa daha sonra an-
                 lafl›lacakt› ki, etlerin üzerindeki kurtlar kendiliklerinden
                 oluflmuyorlar, sineklerin getirip b›rakt›klar› gözle görül-
                 meyen larvalardan ç›k›yorlard›.
                      Darwin'in Türlerin Kökeni adl› kitab›n› yazd›¤› dönem-
                 de ise, bakterilerin cans›z maddeden oluflabildikleri inanc›,
                 bilim dünyas›nda yayg›n bir kabul görüyordu.
                      Oysa Darwin'in kitab›n›n yay›nlanmas›ndan befl y›l sonra,
                                                                                        Frans›z biyolog
                 ünlü Frans›z biyolog Louis Pasteur, evrime temel oluflturan bu
                                                                                         Louis Pasteur
                 inanc› kesin olarak çürüttü. Pasteur yapt›¤› uzun çal›flma ve deney-
                 ler sonucunda vard›¤› sonucu flöyle özetlemiflti:
                      "Cans›z maddelerin hayat oluflturabilece¤i iddias› art›k kesin olarak tarihe gömülmüfltür."
                      (Sidney Fox, Klaus Dose, Molecular Evolution and The Origin of Life, New York: Marcel Dekker, 1977,
                      sf. 2)

                      Evrim teorisinin savunucular›, Pasteur'ün bulgular›na karfl› uzun süre direndiler. Ancak
                 geliflen bilim, canl› hücresinin karmafl›k yap›s›n› ortaya ç›kard›kça, hayat›n kendili¤inden olu-
                 flabilece¤i iddias›n›n geçersizli¤i daha da aç›k hale geldi.

                      20. Yüzy›ldaki Sonuçsuz Çabalar

                      20. yüzy›lda hayat›n kökeni konusunu ele alan ilk evrimci, ünlü Rus biyolog Alexander
                 Oparin oldu. Oparin, 1930'lu y›llarda ortaya att›¤› birtak›m tezlerle, canl› hücresinin tesadüfen
                 meydana gelebilece¤ini ispat etmeye çal›flt›. Ancak bu çal›flmalar baflar›s›zl›kla sonuçlanacak
                 ve Oparin flu itiraf› yapmak zorunda kalacakt›:
                      "Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü
                      içine alan en karanl›k noktay› oluflturmaktad›r."
                      (Alexander I. Oparin, Origin of Life, (1936) New York,
                      Dover Publications, 1953 (Reprint), sf.196)
                      Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayat›n kö-
                 keni konusunu çözüme kavuflturacak deneyler yapma-
                 ya çal›flt›lar. Bu deneylerin en ünlüsü, Amerikal› kim-
                 yac› Stanley Miller taraf›ndan 1953 y›l›nda düzenlendi.
                 Miller, ilkel dünya atmosferinde oldu¤unu iddia etti¤i         Rus biyolog Alexander Oparin







                                                           614
   611   612   613   614   615   616   617   618   619   620   621