Page 619 - Kabala ve Masonluk
P. 619

EVR‹M
                                                     ALDATMACASI





                          geyikleri evrimlefltirmez, onlar› baflka bir canl› türüne, örne¤in atlara dö-
                       nüfltürmez.
                          Dolay›s›yla do¤al seleksiyon mekanizmas› hiçbir evrimlefltirici güce sahip de-
                   ¤ildir. Darwin de bu gerçe¤in fark›ndayd› ve Türlerin Kökeni adl› kitab›nda "Faydal› de-
                 ¤ifliklikler oluflmad›¤› sürece do¤al seleksiyon hiçbir fley yapamaz" demek zorunda kalm›flt›.
                 (Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press,
                 1964, sf. 189)

                     Lamarck'›n Etkisi

                     Peki bu "faydal› de¤ifliklikler" na-
                 s›l oluflabilirdi? Darwin, kendi dönemi-
                 nin ilkel bilim anlay›fl› içinde, bu soru-
                 yu Lamarck'a dayanarak cevaplamaya
                 çal›flm›flt›. Darwin'den önce yaflam›fl
                 olan Frans›z biyolog Lamarck'a göre,
                 canl›lar yaflamlar› s›ras›nda geçirdikleri
                 fiziksel de¤ifliklikleri sonraki nesle ak-
                 tar›yorlar, nesilden nesile biriken bu
                 özellikler sonucunda yeni türler ortaya
                 ç›k›yordu. Örne¤in Lamarck'a göre zü-
                 rafalar ceylanlardan türemifllerdi, yük-
                 sek a¤açlar›n yapraklar›n› yemek için
                 çabalarken nesilden nesile boyunlar›
                 uzam›flt›.
                     Darwin de benzeri örnekler ver-
                                                                Lamarck zürafalar›n ceylan benzeri hayvanlardan
                 mifl, örne¤in  Türlerin Kökeni adl›           türediklerine inan›yordu. Ona göre otlara uzanmaya
                 kitab›nda, yiyecek bulmak için suya          çal›flan bu canl›lar›n zaman içinde boyunlar› uzam›fl
                                                              ve zürafalara dönüflüvermifllerdi. Mendel'in 1865 y›-
                 giren baz› ay›lar›n zamanla balinala-
                                                                l›nda keflfetti¤i kal›t›m kanunlar›, yaflam s›ras›nda
                 ra dönüfltü¤ünü iddia etmiflti. (Char-          kazan›lan özelliklerin sonraki nesillere aktar›lmas›-
                 les Darwin, The Origin of Species: A           n›n mümkün olmad›¤›n› ispatlam›flt›r. Böylece La-
                                                                    marck'›n zürafa masal› da tarihe kar›flm›flt›r.
                 Facsimile of the First Edition, Harvard
                 University Press, 1964, sf. 184)
                     Ama Mendel'in keflfetti¤i ve 20.yüzy›lda geliflen genetik bilimiyle kesinleflen kal›t›m ka-
                 nunlar›, kazan›lm›fl özelliklerin sonraki nesillere aktar›lmas› efsanesini kesin olarak y›kt›. Böy-
                 lece do¤al seleksiyon "tek bafl›na" ve dolay›s›yla tümüyle etkisiz bir mekanizma olarak kalm›fl
                 oluyordu.

                     Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar
                     Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'lar›n sonlar›nda, "Modern
                 Sentetik Teori"yi ya da daha yayg›n ismiyle neo-Darwinizm'i ortaya att›lar. Neo-Darwinizm,
                 do¤al seleksiyonun yan›na "faydal› de¤ifliklik sebebi" olarak mutasyonlar›, yani canl›lar›n gen-








                                                           617
   614   615   616   617   618   619   620   621   622   623   624