Page 622 - Kabala ve Masonluk
P. 622

KABALA
                                                           VE
                                                       MASONLUK




                          Darwin'in Y›k›lan Umutlar›
                            Ancak 19. yüzy›l›n ortas›ndan bu yana dünyan›n dört bir yan›nda humma-
                     l› fosil araflt›rmalar› yap›ld›¤› halde bu ara geçifl formlar›na rastlanamam›flt›r. Yap›lan
                   kaz›larda ve araflt›rmalarda elde edilen bütün bulgular, evrimcilerin beklediklerinin aksine,
                 canl›lar›n yeryüzünde birdenbire, eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ortaya ç›kt›klar›n› göster-
                 mifltir.
                      Ünlü ‹ngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir evrimci olmas›na karfl›n bu ger-
                 çe¤i flöyle itiraf eder:
                      Sorunumuz fludur: Fosil kay›tlar›n› detayl› olarak inceledi¤imizde, türler ya da s›n›flar sevi-
                      yesinde olsun, sürekli olarak ayn› gerçekle karfl›lafl›r›z; kademeli evrimle geliflen de¤il, aniden
                      yeryüzünde oluflan gruplar görürüz. (Derek A. Ager, "The Nature of the Fossil Record", Proce-
                      edings of the British Geological Association, c. 87, 1976, sf. 133)

                      Yani fosil kay›tlar›nda, tüm canl› türleri, aralar›nda hiçbir geçifl formu olmadan eksiksiz
                 biçimleriyle aniden ortaya ç›kmaktad›rlar. Bu, Darwin'in öngörülerinin tam aksidir. Dahas›, bu
                 canl› türlerinin yarat›ld›klar›n› gösteren çok güçlü bir delildir. Çünkü bir canl› türünün, kendi-
                 sinden evrimleflti¤i hiçbir atas› olmadan, bir anda ve kusursuz olarak ortaya ç›kmas›n›n tek
                 aç›klamas›, o türün yarat›lm›fl olmas›d›r. Bu gerçek, ünlü evrimci Biyolog Douglas Futuyma ta-
                 raf›ndan da kabul edilir:
                      Yarat›l›fl ve evrim, yaflayan canl›lar›n kökeni hakk›nda yap›labilecek yegane iki aç›klamad›r.
                      Canl›lar dünya üzerinde ya tamamen mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya ç›km›fllard›r
                      ya da böyle olmam›flt›r. E¤er böyle olmad›ysa, bir de¤iflim süreci sayesinde kendilerinden ön-
                      ce var olan baz› canl› türlerinden evrimleflerek meydana gelmifl olmal›d›rlar. Ama e¤er eksik-
                      siz ve mükemmel bir biçimde ortaya ç›km›fllarsa, o halde sonsuz güç sahibi bir ak›l taraf›ndan
                      yarat›lm›fl olmalar› gerekir. (Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New York: Pantheon Books, 1983.
                      sf. 197)
                      Fosiller ise, canl›lar›n yeryüzünde eksiksiz ve mükemmel bir biçimde ortaya ç›kt›klar›n›
                 göstermektedir. Yani "türlerin kökeni", Darwin'in sand›¤›n›n aksine, evrim de¤il yarat›l›flt›r.

                      ‹nsan›n Evrimi Masal›

                      Evrim teorisini savunanlar›n en çok gündeme getirdikleri konu, insan›n kökeni konusu-
                 dur. Bu konudaki Darwinist iddia, bugün yaflayan modern insan›n maymunsu birtak›m yara-
                 t›klardan geldi¤ini varsayar. 4-5 milyon y›l önce bafllad›¤› varsay›lan bu süreçte, modern insan
                 ile atalar› aras›nda baz› "ara form"lar›n yaflad›¤› iddia edilir. Gerçekte tümüyle hayali olan bu
                 senaryoda dört temel "kategori" say›l›r:
                      1- Australopithecus
                      2- Homo habilis
                      3- Homo erectus
                      4- Homo sapiens
                      Evrimciler, insanlar›n sözde ilk maymunsu atalar›na "güney maymunu" anlam›na gelen
                 "Australopithecus" ismini verirler. Bu canl›lar gerçekte soyu tükenmifl bir maymun türünden
                 baflka bir fley de¤ildir. Lord Solly Zuckerman ve Prof. Charles Oxnard gibi ‹ngiltere ve






                                                           620
   617   618   619   620   621   622   623   624   625   626   627