Page 400 - Risale-i Nur - Sözler
P. 400

402                                                                                                                                    SÖZLER


            Gark  olan  firavuna  der:  "Bugün  senin  gark  olan  cesedine  necat  vere-
          ceğim"  ünvanıyla  umum  firavunların  tenasuh  fikrine  binaen  cenazelerini
          mumyalamakla maziden alıp müstakbeldeki ensal-i âtiyenin temaşagâhına
          göndermek  olan  mevt-âlûd,  ibretnüma  bir  düstur-u  hayatiyelerini  ifade
          etmekle beraber, şu asr-ı âhirde o gark olan firavunun aynı cesedi olarak
          keşfolunan  bir  beden,  o  mahall-i  gark  denizinden  sahile  atıldığı  gibi,
          zamanın denizinden asırların mevceleri üstünde şu asır sahiline atılacağını,
          Mu’cizane bir İşaret-i Gaybiyeyi, bir Lem'a-yı İ’cazı ve bu tek Kelime bir
          Mu’cize olduğunu ifade eder.
            Hem  meselâ:    َ نكَم  َ ى ا َ ء      ْ  ِ  َ ت َ ح َ ي و َ ن َ َ نَ  َ يُو    ْ    َ نب َ ى ا َ ء َ نك َ م َ    ْ  َ  اَ  َ نو َ ح َ ِ ب ذي  Benî-İsrail'in  oğul-
                                                        ن
                                         ْ     ْ ن
                                                         ِّ ن
          larının kesilip, kadın ve kızlarını hayatta bırakmak; bir firavun zamanında
          yapılan  bir  hâdise  ünvanıyla,  yahudi  milletinin  ekser  memleketlerde  her
          asırda  maruz  olduğu  müteaddid  katliamları,  kadın  ve  kızları  hayat-ı
          beşeriye-i sefihanede oynadıkları rolü ifade eder.
                 ِ
                     ِ
               َِمثلاْاَفَنوع َ ِرا َ يَُمهن ِ  ًي ا َ َ م  َ ۪ ث ك َى َر     ى  ٍ َةو َ ڬ َ َ تو    ى  َ     َ َ ع ى لٰ َ َ ح َ ي  َ ِ سانل  َ ا  َ ص َ ر َح ا  َ م َ  َ نَد  َ و َ  ل َ ت َ ِ ج        ْ ْ
                                                                      ن َّ
                                                           َّ
                ْ
                              ن ْ ن ْ
                         ن
                                                               ِ
            َدا ا َ  َ َ َ ف َ س  ِ  َ َ ف َ َ ْا َ  لا َ ر ِ ض  َ نو َع َ يُ  ڬ َ َ و  َ نونلم َ عي َا ونا َ  كَا َ مَ َ س َ ئب ل َ ِ  َ تح َسل  م َ ا  َ ِهلْك َ  ا َ وَ ِ ن اود  َ و َ ْلا َ ع
                ً     ْ          ْ       ْ     ْ      ن       ْ     ه ْ       ن   ْ
                                                                  ِ
                         ِ
                                                          ِ ۪ د
                                       َ َ َ ا َ س َ ر َ ى ا
                           ْ
               ن َّ  َ س َ د َ ن  ِ  َ فت لَ َِ با َ ت َ كلا  ِ  َ َ ف َ  َ  ليئ ۪  ْ    ِ  ى    َ ِ نب  َىلَا ِ  َ ى ا َ    َ ني َ ضق       ْ  ڬ َ َ و  َني َ  َ سف ن ْ  َ َ ْلا َ م  َ ب َ ح َ يَ لا َ َ لِلّا َ و
                                                                            ه
                  ْ ن
                                                                   ن
                                                                       ن

                                                                ه
                             ِ
                                        ِ
                                          ْ   ْ
                               ن ْ
                                                            ْ
                                                            َّ ْ

                            ي َ ن  َ ۪ دسف َ م َ ِ ضر ْ  َ  لاْا َ َ فَا َ وثعتَ لاو  ڬ َ  َِي َ تر َ مَ ِ ضر لا َ ْاَ  ِ  َ َ ف
            Yahudilere  müteveccih  şu  iki  Hükm-ü  Kur'anî,  o  milletin  hayat-ı
          içtimaiye-i  İnsaniyede  dolap  hilesiyle  çevirdikleri şu  iki  müdhiş  düstur-u
          umumîyi tazammun eder ki, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi sarsan ve sa'y ü
          ameli, sermaye ile mübareze ettirip fukarayı zenginlerle çarpıştıran, muzaaf
          riba yapıp bankaları tesise sebebiyet veren ve hile ve hud'a ile cem'-i mal
          eden o millet olduğu gibi, mahrum kaldıkları ve daima zulmünü gördükleri
          hükûmetlerden  ve  galiblerden  intikamlarını  almak  için  her  çeşit  fesad
          komitelerine  karışan  ve  her  nevi  ihtilale  parmak  karıştıran  yine  o  millet
          olduğunu ifade ediyor. Meselâ:   َومَت ْ      َ ْل اَاو َ ن َ مت َ ف   "Eğer doğru iseniz, mevti
                                                          َّ ن
          isteyiniz. Hiç istemeyeceksiniz." İşte Meclis-i Nebevîde küçük bir Cema-
          atin cüz'î bir hâdise ünvanıyla, milel-i İnsaniye içinde hırs-ı hayat ve havf-ı
          mematla en meşhur
   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404   405