Page 114 - Allah'ın Güzelliklerinden Bir Demet 1. Cilt
P. 114
lar sadece bir başlangıçtır. Bunların da ötesinde asıl olarak, hücre denen
mükemmel varlık evrimciler açısından dev bir çıkmaz oluşturur. Çünkü
hücre yalnızca amino asit yapılı proteinlerden oluşmuş bir yığın değildir.
Yüzlerce gelişmiş sistemi bulunan, insanoğlunun halen tüm sırlarını çöze-
mediği karmaşıklıkta bir canlı bütündür. Oysa az önce dediğimiz gibi, evrim-
ciler, değil bu sistemlerin, hücrenin yapıtaşlarının bile nasıl meydana geldik-
lerini açıklayamamaktadırlar.
Ünlü İngiliz matematikçi ve astronom Sir Fred Hoyle, 12 Kasım 1981
tarihinde Nature dergisinde yayınlanan açıklamasında bu gerçeği şöyle itiraf
eder:
Yaşamın en küçük biriminin evrim yoluyla meydana gelme ihtimali, bir
hurda yığınını silip süpüren kasırganın, toparladığı parçalarla bir
Boeing 747 uçağı meydana getirmesi ihtimali kadardır.
Yaşamın Kitabı DNA
Hücrenin bütününü değil, sadece çekirdeğindeki bir parçası olan
DNA'yı ele aldığımızda bile, evrimin neden bir safsata olduğunu anlamak
kolaydır.
DNA Darwin zamanında bilinmiyordu. Canlılığın kökenini rastlantılarla
açıklama gayretindeki evrim teorisi hücrenin yapısının en temelindeki bu
moleküllerin varlığına bile tutarlı bir izah getirememişken genetik biliminde-
ki ilerlemeler ve nükleik asitlerin, yani DNA ve RNA keşfi, teori için yep-
yeni çıkmazlar oluşturdu.
1955 yılında James Watson ve Francis Crick adlarındaki iki bilim adamı-
nın DNA hakkında açıkladıkları çalışmalar, biyolojide yepyeni bir çığır açtı.
Birçok bilim adamı, genetik konusuna yöneldi. Yıllar süren araştırmalar so-
nucunda bugün, DNA'nın yapısı büyük ölçüde aydınlandı.
Burada DNA'nın yapısı ve işlevi hakkında çok temel birkaç bilgi vermek
yerinde olur:
Vücuttaki 100 trilyon hücrenin herbirinin çekirdeğinde bulunan DNA
adlı molekül, insan vücudunun eksiksiz bir yapı planını içerir. Bir insana ait
bütün özelliklerin bilgisi, dış görünümden iç organlarının yapılarına kadar
DNA'nın içinde özel bir şifre sistemiyle kayıtlıdır. DNA'daki bilgi, bu mole-
külü oluşturan dört özel molekülün diziliş sırası ile kodlanmıştır. Nükleotid
(veya baz) adı verilen bu moleküller, isimlerinin baş harfleri olan A, T, G, C
ile ifade edilirler. İnsanlar arasındaki tüm yapısal farklar, bu harflerin diziliş
sıralamaları arasındaki farktan doğar. Bir DNA molekülünde yaklaşık olarak
112