Page 57 - Yürüyüş Dergisi 59. Sayı...
P. 57

Anıları Mirasımız                             Ama aynı zamanda okumakla kendini eğitip geliştirdi.


                                                                             Düşman boş durmuyor, Bülent'in evini durmadan basıyordu...
            Yoldaşlarının anlatımından Bülent Çoban:                      Düşman her türlü ahlaksızlığı yapar, biliriz. İnsanları sindirmek,
                Toprak yağmursuz, yağmur topraksız olmaz... Yağmurun      korkutmak, yıldırmak için her yola başvurur. Bülent'i yakalaya-
            yağmadığı yerlere bakın, çöl ya da kıraçtır. Yaşamın olmadığı  mayınca kardeşini rehin alıyorlar. "Bülent gelmeden bırakma-
            uçsuz bucaksız topraklar göreceksiniz. Otlar, çiçekler, başaklar,  yacağız" diyorlar. Hatta kardeşini tutuklarlar ve bir süre
            ağaçlar... Doğaya yaşamın rengini veren hiçbir şeyden eser    hapishanede yatar. Ama Bülent yola devam eder. Fakat zorlu
            yoktur. Olanlar ise sayılıdır.                                günlerdir. Mahalle örgütlülükleri ardı ardına operasyonlar yemiş,
               Ama bir de yağmurun bolca suladığı toprakları düşünün...   Bülent'in olduğu Kartal-Maltepe bölgesindeki yapılar dağılmış
            Bereketli, yemyeşil topraklar canlanır gözlerimizin önünde.   durumdadır. Bülent uzun bir dönem ilişkisiz kalır. Daha sonra
            Ağaçlar, yemyeşil ovalar, binbir çeşit çiçeklerle bezenmiş uç-  da sınırlı olanaklar ve ilişkiler içinde bekler. Zorlu günlerdir.
            suz-bucaksız güzellikler. İşte Büyük Ailemiz de, doğanın en be-  Hep yeniden kaldığı yerden devam etmenin sabırsızlığı içinde-
            reketli topraklarında kavgasını verdiği gibi, halkın da en bereketli  dir.
            damarlarından beslenmekte...                                     Devrimcilikte kararlı olan bir devrimcinin önünde iki yol
               İşçisi, köylüsü, memuru, gençliği... Kürdü, Türkü, Arap’ı,  vardır: Tutsaklık ve şehitlik. Bırakıp kaçmadığı sürece bir gün
            Laz’ı, Gürcü’sü... Alevisi, Sünnisi, Süryanisiyle... Çok değişik  mutlaka bu iki olguyla karşılaşır. 97 yılı içinde Bülent ilişki
            kesimlerden, farklı kültürlerle yetişmiş insanlarımız, halkın  beklemekteyken tutsaklıkla tanışır. Mecitler’in özgürleştirdiği
            davası ve zaferi uğruna buluşurlar Büyük Ailemiz’in bağrında.  özgür vatan toprağına, Ümraniye Hapishanesi’ne adımını atar.
                  Bülent kara gözlü, kalın kaşlı, zayıf ince, orta boylu bir  Artık yeni bir sayfa açılır önünde Bülent' in.
            can. Feda kuşağımızın neferi olarak nisan yağmurları eşliğinde   Bir arkadaş, "Arkadaşlar, Şube’den iki yeni tutuklu geldi,
            güneşe uğurladığımız şehitlerimizden. Ailesi, Dersim'in Pertek  mutfağa aldık” deyince işimi bırakıp mutfağa doğru yol aldım.
            ilçesinden Erzincan'a, oradan da İstanbul'a gelir. Ailesi Alevi ve  Esmer, kalın kaşlı, orta boylu oldukça ağır konuşan biriyle,
            Kürt’ tür. Ancak 12 Eylül sonrası ve özellikle de asimilasyon  bunun tam tersi bir doksan boylarında, oldukça yapılı, çok
            politikaları sonucu kendini bilmeyenlerdendir. Bülent, Dersimli  konuşan biriyle karşılaşıyorum. Biri Bülent, biriyse daha sonra
            olduğunu hapishanede öğrenir.                                 hain olacak biri. Masalarına oturuyor, yemek eşliğinde kısa-kısa
               Ümraniye Hapishanesi’nde bölgeler çalışması yapıyoruz.     sohbet ediyorum. Bülent suskun, neredeyse ağzından kelimeler
            Bu çalışma sürecinde Anadolu halklarından çalışma başlayınca  çıkmamak için var gücüyle direniyor. Az bir şey yiyip öylecene
            herkes kendi kökenini araştırır oldu. Bülent de bu arada ziyaret  oturuyor. Diğeri ise tam tersi konuşmayı şehvetle seven, yemeği
            günü babasına çalışmaları anlatıyor. Kendi kökenini soruyor.  yedikçe çenesi açılan, açıldıkça rahatlayan bir havada.
            Babası, Dersimli olduğunu, Pertek ilçesinden göç ettiklerini an-  İşte o günlere ve Bülent'e dair bir sohbet olunca, o ilk andaki
            latıyor. Sonunda beni bulup ziyaret yerine götürdü, babasıyla  görüntüsü hiç aklımdan çıkmaz. Çünkü Bülent aynı o masada
            sohbet ettik. Köylerini filan anlattım. Kurmaş ve Pilvenk aşiretleri  ilk tanıştığımızda olduğu gibiydi. Sessiz, az konuşan, dinlemeyi
            kardeş aşiretler. Muharrem Karademir  de Kurmeş'an olunca     seven... Ama sonra gördük ki Bülent, bir de yaşam içinde örnek
            Bülent ile Muharrem arasında bir de akrabalık diyaloğu başladı.  disiplinli yaşamıyla, emekçiliğiyle, saygısıyla bambaşka güzellikler
               Memleketini ve milliyetini hapishanede öğrenen Bülent,     taşıyor. İşte büyük ailemizin gücüydü bu. Düzenin istediği gibi
            1994 yılı sonları kavgamızın başşehri İstanbul'un Şişli bölgesinde  pasif, edilgen, söyleneni yapan ve kabuğunda yaşayan Bülent;
            örgütlenmiştir. Liselidir, Liseli Dev-Genç faaliyetleri içerisindedir.  devrimimizin sıra neferi, emekçisi haline gelmiş. Kendine özgü
            Daha o yaşında olgun, ağırbaşlı ve oldukça sakin özelliğiyle  kişilik yapısı, devrimci değerlerle harmanlanarak saflarımızda
            dikkat çeker. Öğrendikçe adımlarını emin bir şekilde hep ileriye  yer almıştır. Özellikle büyük şehirlerin, küçük burjuvazi kültürünün
            atıyordu. Kendisi gibi birçok kişi vardı. Lakin onu, diğerlerinden  en etkili yerler olduğu düşünüldüğünde ve insanlarımızın bundan
            ayıran en büyük özelliği samimi ve devrimciliği gerçekten     önemli derecede etkilenmesi göz önüne alındığında, Bülent
            severek, hissederek yapmasıydı.                               Çoban,  bir örnek olarak, üzerinde tartışılarak dersler alınacak
               Dökülenlere inat yoluna devam etti... Korsanlar, pankartlar,  devrimci bir kişiliktir.
            yazılama ve faşistlere yönelik eylemlerde yer alıyor, verilen gö-  Hapishane, Bülent için mücadelede yeni bir alandı. Kopukluklar
            revleri severek yapıyordu... Sadece gençlik içerisinde değildi.  yaşamış, beklemiştir; ama mücadeleden, inancından hiçbir şey
            Kimi zaman mahallelere de giderdi. Kısa zamanda kendini sev-  kaybetmeden, yine dışarıda olduğu gibi içeride de bütün gücüyle
            dirmişti; "Oğlumuz nerede kaldı?" diye sorar oldu insanlar.   kendini örgütlülüğe sunmuştur. Çok konuşup, çok laf edenlerden
            Sessiz, sakin oluşu aileleri etkiliyordu...                   öte, az konuşup çok çalışanlardan biri olur. Onun sessizliği ve
               Dönem, Gazi ayaklanmasının olduğu dönemdir. Sessiz, sakin  emekçiliği bütün insanlarımız üzerinde haklı bir saygı uyandır-
            Bülent' in içi öfkeyle doluydu. O da koşturanların içindeydi.  mıştır.


                               Esat ATMACA:                                            Kemal KARACA:
                               Esat HÖC’lüydü. Gazi halkının mü-                       Kırklareliʼnin Pehlivanköy İlçesiʼnde doğdu.
                           cadelesinin içinden biriydi. 8 Nisan                     Babaeski Demokratik Kültür Derneğiʼnin kuru-
                           2005’te İstanbul Gazi mahallesinde                       cularındandır.
                           polis işbirlikçisi, mafyacı faşistler ta-                   Mücadelesini İstanbulʼda sürdürüyordu. 4
                           rafından bıçaklanarak katledildi.                        Nisan 1977ʼde bir sol grup tarafından İstanbulʼda
                Esat Atmaca                                             Kemal Karaca  pusuda katledildi.
   52   53   54   55   56   57   58   59   60