Page 35 - Yürüyüş Dergisi 562. Sayısı
P. 35

Kıssadan Hisse
                                                             nacaktı ki birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini
               FARENİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ
                                                             bölen gürültü, fare kapanınından geliyordu. Çiftçinin
               Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken
                                                             karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı
            çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü.
                                                             ve mutfağa koştu. Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın
               Kendi kendine:
                                                             kuyruğunun kısıldığını fark edememişti.
               “İçinde hangi yiyecek var acaba?” diye düşündü.
            Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu  Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve
            anladığında yıkılmıştı.                          aniden çiftçinin karısını ısırdı. Çiftçi, karısını apar topar
               “Evde bir fare kapanı var! evde bir fare kapanı var!”  doktora götürdü. Doktor, zehri temizledi sardı. Çiftçi,
            diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı.          karısını eve getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve
               Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz  bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız ateş ve ter içinde
            ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı: “Zavallı  kıvranıp duruyordu.
            farecik… Bu senin sorunun, benim değil. Bana bir
                                                               Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu
            zararı olamaz küçücük kapanın” dedi.
                                                             herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu. Tavuğu
               Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla
                                                             kesti. Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine
            domuzun yanına koştu ve “Evde bir fare kapanı var!
            evde bir fare kapanı var!” diye adeta çırpındı. Domuz  geldi. Karısının hastalığını duyan komşular ziyarete
            anlayışla karşıladı “Çok üzgünüm fare kardeş ama dua  geldiler. Onlara ikram etmek için çiftçi, domuzunu
            etmekten başka yapacağım bir şey yok, dualarımda ola-  kesti. Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan,
            cağından emin ol” dedi.                          belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı
               Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve “Evde  iyileşemedi ve öldü. Cenazesine çok sayıda kişi gelince
            bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!” dedi.
                                                             hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi, ineği mezbahaya
            İnek; bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni il-
                                                             yolladı.
            gilendirmiyor.” dedi.
                                                               Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki de-
               Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve
                                                             liğinden izledi.
            döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşı-                                         Sayı: 3
            laşmak zorunda olduğunu anladı.                    Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir
               O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik  tehlike ile karşı karşıya kaldığında, tehlike bir gün  Yürüyüş
            farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapa-  hepimiz için de gerçekleşebilir, unutmayalım.  26 Şubat
                                                                                                                2017
                          ACIYA KURŞUN İŞLEMEZ                           AKP Faşizmi, Emekçileri
               Sabrın çalkalanıp taştığı sulardadır  Bir direnç olmuştur bizde sevinçler  Teslim Alamaz!
               Çığlıklarla parçalanmış uykularda  Şimdi acının her kuraklığında
               Buruşturulup atılmış aşklarda  Onlar                    DİRENİŞİN 100. GÜNÜNDE EMEK-
               Ve çalınmış mutluluklardadır  Yüreğimizin ovalarına çiselenirler  ÇİLERE SALDIRAN AKP’NİN KATİL
               Ses ile yürek                Boşuna değil bu ölürcesine sevmek  POLİSLERİ KORKUYOR!
               Büyük rüzgarların o yanık şarkısı  Ve ölürken bile yürümek  KORKUN!
               Hala yükselir içimizden dağılır  Boşuna değil                                            El ele, omuz omuza halaya durandan
               Coşkunun doruklarında sürer yankısı  Hep yatağı olduk tarih ırmağının  korkun!
                                                                       İşkenceyle gözaltına alınıp zafer işareti
               İlk kurban adanırken bir nehire  Yenilgilerle durulmanın  yapanlardan korkun!
               Korkunun ilk nişanında başlamıştır  Zaferlerle köpürüp kabarmanın  Gazınızla, copunuzla saldırınıza rağmen
               Gözyaşının ilk damlasından kalma  Ama hiçbir zaman     gülümseyen yüzlerden korkun!
               Yaslı baharlarla gelmiştir bugüne                       Kalbinde pili olmasına rağmen sizlerden
               Kanla yazılan yasalarla      Anası olamadık geçmişi doğurmanın  korkmayan, size direnenden korkun!
               Açlığın otağ kurduğu sabahlarla  Yıldızlar ve sular tanıktır bize  100 gündür faşizminize boyun eğmeyen,
               Ve sonuçsuz kalan ahlarla gelmiştir  Aç ve kavruk bir memeden  direnen, teslim olmayan direnişçilerden
               Acıya kurşun işlemez artık   Direnmeyi yudum yudum emen  korkun!
               Ölüm bile bu acıyı cellat bilmiştir  Bir çocuk gibi öğrendik  Korkunuzu büyütmek, bizlerin boynunun
               Yok bundan böyle ter yarası  Ve direndik               borcu…
               Zincir tutsaklığı ve sabır   Ordular kurduk türkü renklerinden  Biz, onurumuzla yaşamaya devam
               Kırbaç yalvartması sessizliğin  Bütün ağıtları bir hücumda yendik  edeceğiz!
               Can pazarı ve kahır yok      Acıya kurşun işlemez artık  Size teslim olmayacağız!
               Her şey yaşanan şu gün gibi gerçek  Biz yaşamayı zulümsüz sevdik  SON SÖZÜ DİRENENLER SÖYLER!
               Adımız halk olduğu günden beri            Adnan YÜCEL       KAMU EMEKÇİLERİ CEPHESİ



                                                                                                               35
        HER TÜRLÜ ENGELİ BOŞA ÇIKARARAK DİRENİŞİ ZAFERE TAŞIRLAR
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40