Page 37 - Yürüyüş Dergisi 562. Sayısı
P. 37

aklımız
             dİyalektİk              DEVRİMCİLİK AKIL TAMİRCİLİĞİDİR
         materyalİzmdİr
                4+3
                                    İNSANI İNSAN                   ‘SEVGİ YALNIZ SEVGİYLE
                                  YAPAN EMEK VE                        TAKAS EDİLEBİLİR’

                                  MÜCADELEDİR                       Düzenin sevgi tarifi-anlayışı, sevginin kolay
                                                                 bulunamayacağı yönündedir. Sevgi-aşk herkesin
              İnsan nasıl insan oldu?
              Emek ve mücadele ile...                            kapısını çalmaz. "Aşk tesadüfleri sever" gibi yo-
              "El, binyıllar boyunca kafaya hocalık etmişti. Eller, gittikçe  rumlarla, gözü gözüne değenin anında birbirini
           daha ustalaşmış, kafa gittikçe daha akıllanmıştı. Ustalık, aklı  sevebileceğini salık verirler. Aşkı bir kez bulursan
           geliştirmişti. Kafa akıllandıkça da ellerin yaptığı işe daha çok  onu kaybetmemen gerekir. Hele ki, ilk görüşte
           karışmaya başlamıştı. Eller büyük bir taş bloku kaldıramazdı.  aşk herkesin başına gelmez. Başına gelirse de ne
           Oysa, tapınak ya da piramit yapmak için blokları kaldırmak
                                                                 yap et, gerekirse ilke ve kurallarından taviz ver
           gerekti." (İnsan Nasıl İnsan Oldu)                    ama aşkından vazgeçme!
              Önce pratik vardır, pratik teoriyi doğurur ve yeniden pratiğe
                                                                    İşte düzenin bize sevgi üzerine öğütleri.
           döner... Bu kesintisiz süreç, insanın oluşumunu-gelişimini
                                                                    Gerçekten böyle midir?
           sağlayan süreçtir de aynı zamanda.
              Eğer bir yerde bir sorun varsa dönüp yeniden, en baştan  Sevmek-sevilmek için tesadüflerin bizi bulmasını
           pratiği gözden geçirmek ve o pratiğin içine dalmak gerekir.  mı beklemeliyiz?
           Bizi yeniden üretecek, var edecek olan şey emektir.      Sevgi emektir!
              Nazım Hikmet, 1935'te yazdığı EL başlıklı gazete yazısında,  Sevgiye giden yol emek taşlarıyla döşenir.
           elin-emeğin düşünceyi nasıl şekillendirdiğini çok güzel anlatıyor:
                                                                 Sevgi, Kaf Dağı’nın ardında değildir. Emek emek
              "Bir deli doktoru dedi ki :
                                                                 yaratılır, büyütülür.
              'Ben delilerime iş gördürerek; senin anlayacağın toprak sür-
                                                                    Sevgi, bir anlık cinsel bir çekim değildir.
           dürerek, dikiş diktirerek, resim yaptırarak kaybettiklerini kazan-
           dırtıyorum. Yaptıkları işin akışından gözleri yavaş yavaş ışıklarını  Yeryüzünde belli bir nedene ya da davaya dayan-  Sayı: 3
           buluyor, ruhlarının başıboş heyecanı duruluyor, çerçeveleniyor.  mayan bir sevgi ya da nefret olamaz.  Yürüyüş
           Topu birden yüzde yüz sağlık bulmasalar bile, çoğu iyileşiyorlar.  Sevgi temizliğini, kutsallığını ancak halk sev-  26 Şubat
                                                                                                                2017
           Bu deneme bana anlattı ki, akıl dediğimiz nesne; iş gören bir  gisiyle bütünleştiği zaman koruyabilir. Halk sev-
           gövdenin, bir kolun pazulanması, olgunlaşması gibi; adamoğlunun  gisinden aldığı güçle, halk sevgisinin kazandırdığı,
           iş görme akışında yüceliyor, derinleşiyor, keskinleşiyor.'
                                                                 öğrettiği değerlerle sever devrimci. O sevgisini
              Doktorun bu dediklerini düşündüm. Kendimce doğru buldum.
                                                                 bir sevgiliyle ya da bir eşle sınırlı tutmaz. İnsanlığa
           Biraz daha düşününce anladım ki, adamoğlunun en değerli
                                                                 duyduğu sevgiyle paylaşır sevgisini.
           gövde parçası El denilen nesnedir. Beş parmağıyla beş dallı
           bir ağaca benzeyen el. İş görme akışında adamoğluna akıl  "Biz ince bel, ela göz,
           denen en inanılmaz yemişini veren el!"                sütun bacak için sevmedik güzelim
              Bizi yeniden kalıba dökecek olan şey kesintisiz bir emek  Gümbür gümbür bir yürek diledik
           sürecidir. Kendimize, halkımıza, yoldaşlarımıza, örgütümüze...
                                                                 kavgamızda..."
           Her şeye emek vermeliyiz. Kolların kas yapması gibi, beyin                     (Nazım Hikmet)
           kaslarımızı güçlendirecek olan da emektir.



               AKIL TAMİRCİSİ:                              olmalısınız. İnsanla -ve doğayla- ilişkilerinizin her
                                                            biri gerçek bireysel yaşantınızın belirli bir şekilde
             “Tıpkı atalarımızın dediği gibi: İnsanı insan ola-
                                                            dışavurumu olmalı, iradenizin nesnesine uymalıdır.
          rak, dünyayla olan ilişkilerini de insani ilişkiler ola-
                                                            Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani
          rak kabul ederseniz, sevgiyi yalnız  sevgiyle, güveni
                                                            sevgi olarak sevginiz karşılıklı sevgi yaratmıyorsa,
          yalnız güvenle vb. değiş tokuş edebilirsiniz. Sanatın
                                                            seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi
          tadına varmak istiyorsanız, sanat kültürü almış biri
                                                            sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür,
          olmalısınız; başkalarını etkilemek istiyorsanız, ger-
                                                            bir talihsizliktir.”
          çekten başkalarını canlandıran ve yüreklendiren biri
                                                                               (Karl Marx, 1844 El Yazmaları)




                                                                                                               37
        HER TÜRLÜ ENGELİ BOŞA ÇIKARARAK DİRENİŞİ ZAFERE TAŞIRLAR
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42