Page 13 - Yürüyüş Dergisi 558
P. 13

UMUT BİRLİK OLMAKTA, UMUT  DAYANIŞMADA,
       Halkın                                 UMUT MÜCADELEDE
       Hukuk
      Bürosu                     Biz Adliyeler Adına Umut Dağıtmak İstemiyoruz ...
                                               Biz de Adalet Arıyoruz ve
                         Avukat Olduğumuz Halde, Adaleti Adliyenin İçinde Aramıyoruz!

              Barkın Timtik 15 Aralık tarihinde  ne farkı var? Mantık aynı mantık.  Yalnızca oradan geçmek isteyen
            25 kişi ile birlikte gözaltına alındı ve  Onlar da hapishanelere topladıkları  yolunu uzatmak istemeyen insanlar
            tutuklanana kadar polisten işkence gör-  siyasi tutsaklara kitap kağıt vermemekle  polisi dinlemiyorlar. O zaman da polis
            dü.  Onur kırıcı uygulamalar, tecrit  başladılar işe. Ama faydasızdı, tarih  durduruyor onları tekrar geri gönderip
            devam etti ve sürgün edildiği Aliağa-  bu politikanın yenileceğini mahkûm  bariyerin dışına çıkarıyor. “Biz gör-
            Şakran Hapishanesi’nde de devam edi-  edileceğini gösteriyor. Direnenlerin  evimizi yapıyoruz” diyor genç polisler,
            yor. En son azmettirilmiş bir adli tu-  bu politikaların hepsini boşa çıkar-  halkın meydanını halkın yürümesine
            tuklunun saldırısına uğrayan Barkın  dıklarını gözleri ile görecek yaşayacak  bile kapatmayı güvenlik görevi zan-
            bir tek an bile mücadelesinden şüphe  AKP iktidarı buna şüphemiz yok.  nediyorlar. Halk böyle düşünmüyor.
            etmedi. Aksine bu saldırılar onun da  Adliye önünde devam ettirdiğimiz  Ama iktidarın istediği de zaten halkı
            bütün halkın avukatlarının da doğru  nöbet ile oluşan şu fotoğraf yeterlidir.  mantıksızda olsa iktidarın emirlerine
            yolda olduğunun kanıtı idi. Eğer fa-  Avukatlar bir avukatın işkence ile ve  uymaya alıştırmak değil mi zaten.
            şizmin tüm ülkeyi etkilediği, haklar  hukuksuz olarak tutuklanması karşı-  Adliye meydanında gelip geçerken
            ve özgürlüklerin gasp edildiği, mil-  sında Adliye içinde yol bulamamışlar.  bize laf atanlar en çok adaletsizlikten
            yonların işsiz ve güvencesiz kaldığı  Adliyede hukuk bulamayanlar mey-  şikayetleniyor.  “Ben şu kadar za-
            bu süreçte saldırıya uğramasaydı, ken-  danlara çıkmış adalet istiyor. Bu ülkede  mandır adalet arıyorum bulamadım.
            dinden şüphe ederdi halkın avukatları.  yargı mekanizmasından dahi bahsetmek  Siz mi bulacaksınız” diyenler o kadar
              Emniyette gözaltında iken emniyet  neredeyse imkânsız hale gelmiş du-  çok ki. Evet, laf atıyorlar, duraksa-
            müdürlüğünün kapısından ayrılma-  rumda. Adliyeler yargılama yeri olarak  madan. Çünkü hem polis hem de te-
            yarak nöbet tuttuk. Elbette hiçbir şey  değil ancak idari bir kamu kurumu  pede duran MOBESSE kaydediyor
            olmamış gibi güven içinde orayı terk  gibi işlemeye devam ediyor. Nasıl  onları.  “Adalet mi çok ararsınız”
                                                                                                              Sayı: 558
            etmemiz beklenemezdi.           Tapu Kadastro, nasıl Milli Eğitim Mü-  diyor biri. Onun çaresizleşmesini ka-
              Silivri’de uygulanan tecritin gös-  dürlüğü işleyişine devam ediyorsa  bul etmiyoruz, bulacağız diyoruz.  Yürüyüş
            terilmesi gerekiyordu. Ne bizim ne  öyle. Bir farkla devam ediyor artık  Biz de laf atıyoruz O’na.  29 Ocak
                                                                                                                2017
            de iktidarın gündeminden çıkamazdı.  yargısal değil idari işlemler yapıyor.  Bir günde iki kehanet dilleniyor
            Nihayet kararlığımızı bilen Adalet Ba-  Bakanların çıkardığı KHK’lar ile ge-  meydanda. Bir kadın engelli babasının
            kanlığı Barkın’ı sürgün etmek zorunda  nelgeler ve talimatnameler ile yöneti-  evinin yıkıldığını anlatıyor. Sarıyer‘de
            kaldı.  Çünkü Silivri Kampüs Hapis-  yorlar Adliye’yi. Avukatlar mı onlar  oturan babasının evi yıkılıyor. Yine
            hanesi’nde bir statü oturtmaya çalışı-  da işlerine devam ediyorlar ama onların  bir başka engellinin de evi yıkılıyor.
            yordu. Ve direnenler bu statüyü bozu-  işi beyanda bulunmak. Avukatlar be-  “Ebru Gündeş’in evini kimse yıkmaz”
            yordu.  Orada siyasi tutsaklara reva  yanda bulunuyor, tanıklık ediyor, onay  diyor kadın.  Ama engellinin evini
            görülen muameleyi kabul etmeyece-  mercii olarak kullanılıyorlar.  Biz  yıkarlar.  “Bir sürü hukuksuz yapı
            ğimizi biliyorlardı. Nihayet siyasi ik-  halkın avukatları tutanak olarak elimize  var onlara dokunmaya kimsenin gücü
            tidarın nasıl bir kitap düşmanı olduğunu  verdikleri belgenin, sürecin belgeleri  yetmiyor ama bize güç yetiriyorlar.
            biz Silivri’de bir kez daha görmüş ol-  olarak kıymet taşıdığını biliyoruz. Hu-  Hakkımı arayacağım gerekirse
            duk. Tüm darbeciler gibi mevcut iktidar  kuksuzluğun kanıtı, belgesi onlar.  AİHM’e kadar gideceğim” diyor ka-
            da kitaplardan korkuyordu. Barkın’ı  Adliye Meydanı’nda yüzlerinde  dın. Ama ekliyor sonunda o zamana
            da diğer tutsaklar gibi idarenin kütüp-  korku taşıyan insanlar görüyoruz.  kadar babam yaşarsa  belki evine
            hanesindeki çoğunluğu ilahiyat kitap-  Endişeli, kaygılı yüzler. Meraklı ama  döner. AİHM’e vereceği tazminatın
            larından oluşan kitapları okumaya  ürkek bakışlar...  Adliyenin önünde  babasının anılarını, evini kurduğu
            mecbur etmek istediler.         elinde döviz ile duran bir iki avukatın  hayatı geri getirmeyeceğini biliyor.
              Faşizm diyor ki; ”benim sana okut-  hemen yanında iki polis aracı duruyor  Yargılanan gazetecilerin arkadaş-
            mak, öğretmek istediklerimden birini  çünkü. Ve o polis araçları halka diyor  ları geliyorlar. Görüyoruz ki yalnızca
            seç. Ben sana propaganda yapacağım,  ki; “gözümüz üstünüzde.” Bizim bu-  gazetelere, yazılara açılmış davaların
            senin düşüncelerini etkilemek için ha-  radaki varlığımızı sakın unutmayın.   sanıkları bile ziyaret etseler bizi hiç
            zırlık yaptım ama hangi propagandaya  O polis araçları ellerindeki me-  yalnız kalmayacağız. Her gün dü-
            maruz kalacağını kendin seçebilirsin.   gafon ile neredeyse tüm meydanı  şünceye ve ifadeye açılmış davalar
              Bütün kitapları yakıp yalnızca İn-  çevrelemiş olan polis bariyerlerini  görülüyor. Bu davaların kimi sanıkları
            cilleri bırakan Ortaçağ haçlı düşünce-  açarak meydandan geçmek isteyenlere  umudunu yitirmiş ve yurt dışına kaç-
            sinden ne farkı var, kitapları meydanlara  sesleniyor. “Bariyerin dışına çıkın,  mış. Kimi ülkede yaşamaya devam
            toplayıp yakan 12 Eylül cuntasından  bariyerin çevresinden dolaşın”  ediyor ama umudunu kaybetmek üze-


                                                                                                               1 13
                           ADALET İSE BİZİMLE ANILIR ÜLKEMİZDE...
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18