Page 57 - Yürüyüş Dergisi 8. Sayısı
P. 57

Anıları Mirasımız                         Kavganın nasıl olması gerektiğini bilince çıkarmıştı.

                                                              Yaptığı resimden, oynadığı oyundan, halkevinde kurduğu
                                                              ilişkiden hep daha ötesini düşündü. Bunların sadece araç ol-
          Bir yoldaşı Seyhan Ayyıldız'ı anlatıyor:            duğunu kavradı ve daha ileri görevler almaya başladı. Kısa
          “Her şey Seyhan’a göre, yapılabilirdir”             bir dönem Tokat’ta demokratik alanda çalıştı. Şirin yoldaşı
                                                              da kavgaya girmişti.
            Seyhan’ın çocukluğu ve gençliği köyde ve Zile’de       Seyhan’ı düşman tanıyordu, ustalığını, ısrarcılığını bi-
                                                                    liyordu. Kısa bir süre sonra bölgedeki gelişmelerden
         geçmiştir. Yöre halkının çoğunluğu gibi tarım işçiliği
                                                                      Seyhan’ı sorumlu tutup aranır duruma düşürdüler.
         yapmıştır. Babasının orman koruma görevlisi olması,
         memurların yaşadığı sıkıntıları Seyhan da hissetmiş,          Seyhan için artık yeni ve önemli bir süreç başlı-
                                                                        yordu; yeraltı yaşamı. Zorluklar yaşadı, evsiz
         bu nedenle ailesine hep katkıda bulunmaya ça-
                                                                         kaldı, parasız kaldı. İlişkisiz kaldı ama hiç bir
         lışmıştır. Liseyi Zile’de okuduğu sıralarda resme
         olan duyarlılığı ön plana çıkmıştı. Çizdiği re-                 zaman neden demedi, şikayet etmedi. O zor-
         simlerde hep halkımızın yaşadığı sorunları an-                  lukların alt edileceğini biliyordu. Emekçi kişiliği,
                                                                         sabırlı yaşamı ona bunları daha önceden öğret-
         latıyordu.
            Ablasının öğretmen olarak görev yaptığı Ak-                  mişti. O Zile’de pancar tarlasında pancar ke-
         saray’daki Halkevi’nde oportünizm ile tanıştı.                 serken, buğday toplarken emeği ve emekçileri
                                                                       tanımıştı.
         Ablasını ziyarete gittiği bu şehirde halkevinin işl-
         evinin ne olması gerektiği üzerine tartışması buralarda        Parti-Cephe’mize güzellikler katarak yeni insan
         adımlar da attırmıştır. Resim çizmenin yanında tiyatro    özelliklerini taşıyan yoldaş erken düştü. Henüz bir yıl
                                                              bile olmayan mücadele için-
         ile de amatör olarak uğraşmaya başlamıştır.
            ‘94 yılında Parti-Cephe ile tanıştı. Görev alma ve sorum-  de hızla yol aldı ve Zile hal-
         luluk bilinci gelişkindi. Bulunduğu Zile ilçesinde Halkevinin  kına örnek bir yaşam bıraktı.
                                                              Ne görev verildiyse onu yap- Zafere Söz
         oluşturulmasında büyük çabası oldu ve kurucu yönetim
                                                              tı. Dava insanı, parti insanı
         kurulu üyesi oldu. Koşturan, öğrenen, öğreten, sürekli gelişen                Boy verir
         bir insandı. Çevresinde, mahallesinde herkes Seyhan’ın ağır-  olma özelliğiydi ondaki. “Ol-
                                                              maz, yapamam” sözleri onun  yaşamın,
         başlılığını, mütevaziliğini olumlar, ona genç kızların örnek
                                                              dilinde yoktu.  Yaşamı bir  direnmenin ve
         alması gereken bir insan olarak bakarlardı. Anneler kızlarına
         Seyhan gibi olmalarını, onun özelliklerini kazanmalarını  sıra neferinin yaşamı, bir  ölmenin hakçası
                                                              halk önderinin yaşamı oldu.
         öğütlerlerdi.                                                                 Toprağın
                                                              Ankara Batıkent’te şehitler
            Halkevinin kitle ile kucaklaşması, sorun çözücü olması Sey-                şah damarında
         han’ın emekleri sonucudur. Bunun yanında mahallesindeki  kervanına katıldığını duydu-  Yiğitler ölür mü hiç,
         kızları eleştirerek gerçeği kavramalarında hep ısrarcı oldu. Onda  ğumda erkendi dedik ama
                                                              devrim mücadelemiz şehit-  Hiç ölür mü
         tipik halk önderliği özelliği vardı, sözü dinlenen, özü-sözü bir,
         temiz genç kızların Seyhan ablası hep örnek oldu o süreçte. O  lerimizin üzerinde yükseliyor.  umudun yiğitleri...
         kızların kendilerine sunulan, dayatılan yaşamı reddedip, yeni  Resim yapma, halkı için elin-  Öyle bir türkü ki
                                                              de silah propaganda birliği
         toplumu kurmada daha atılgan, cüretli olmalarını isterdi. Şirin               söylediğim
         Erol bu çabasının içindeydi. Şirin ile kurduğu ilişki devrimci  savaşçısı olma, pancar tar-
         mücadelenin örnek ilişkilerinden birisidir. Kavgaya birlikte baş-  lasında köylü,  Ankara so- Galubeladan beri
                                                              kaklarında yeraltının öğret-  Uğruna ölünesi
         lamak, birlikte yürümek, birlikte göğüslemek...
                                                              meni. Her şey Seyhan’a dair,
            Hep halka ulaşma, halka verme, fedakarlık bilinci ile dü-                        Gürsel AKMAZ
         şündü. Bu yolda da emin adımlarla yürüyordu.         olabilir, yapılabilir.


                                 Muharrem  KARAKUŞ,                         Abdullah BOZDAĞ:
                                 Mustafa BEKTAŞ:                            Buca Hapishanesi Ölüm Orucu ekibinde
                                    10 Nisan 1996’da İstanbul             yer aldı. 19 Aralık Katliam saldırısı, zorla mü-
                                 Göztepe Kavşağı’nda kuşatılan            dahale baskısı, işkenceler onu direnişinden
                                 iki SPB komutanı, teslim ol              vazgeçiremedi. 12 Nisan 2001’de Ölüm Oru-
                                 çağrılarına ateş açarak cevap            cu’nun 175. gününde şehitler kervanına katıl-
          Muharrem Karakuş  Mustafa Bektaş  verdiler. Muharrem Karakuş,  Abdullah Bozdağ  dı.
                                 Göztepe Köprüsü altındaki ça-              Abdullah Bozdağ, 25 Şubat 1975’te Ada-
         tışmada, son mermisini kullandıktan sonra sloganlar atarak  na’da doğdu. Aslen Mardin Kızıltepeli Kürt’tür. Devrimci
         şehit düştü. Mustafa Bektaş ise yaralı bir şekilde kuşatmayı  hareketle ‘92 yılı ortalarında tanıştı. Adana’da demokratik
         yardı, ancak Üsküdar Kısıklı’da başka bir  kuşatmada  kurumlarda çalıştı. Daha sonra İstanbul’da değişik alanlarda
         çatışarak şehit düştü. Her ikisi de gecekondu halkının mü-  görev aldı ve ‘96 yılında Ege Bölge sorumlusu olarak atandı.
         cadelesi içinde yetişen kadrolardı. Muharrem, Gazi Ayak-  Aynı yıl tutsak düştü, zindanlarda direnişler içinde ölüm-
         lanması’nın ön saflarındaydı.                        süzleşti.
   52   53   54   55   56   57   58   59   60