Page 52 - Yürüyüş Dergisi 41. Sayısı...
P. 52

ağaları dikiliyor, ondan halkı rahat bırakmasını istiyorlardı.  kişiliğinde ilk kibriti çakmıştı.
              Subayların bugüne dek kırdığı bunca ana-baba kuzuları  Albay Şefik Beyin, Çine'ye çekilerek kurduğu sembolik
              cenneti doldurmaya yeter de artar bile, diyorlardı. Düşmanı  cephe artık, yavaş yavaş kurşun işlemeyen yiğit göğüslerden
              boşu boşuna öfkelendirip kan içiciliğe zorlamak doğru de-  meydana gelmiş gerçek bir cephe halini alıyordu. Bu alçak
              ğildi!                                             bölgeye doğru, eriyen kar suları gibi, küme küme yiğitler
                 Subay düşmanlığı, savaş düşmanlığı, her yanda, Şefik  toplanıyor, birikiyor ve Aydın'daki savaş görmemiş düşman
              Beyin karşısına bir heyula gibi dikiliyordu. Şefik Bey,  alaylarını  titretmeye başlıyordu.
              böyle olduğu halde, elindeki bir avuç insanla Yunanlılıları  Ekrem Bey’in kumandasındaki atlı bölüğü Sarayköy'e
              şaşırtmak, hırpalamak, sırasında yığınla öldürmek için ka-  yaklaştığında istasyonda bir kalabalık, bir kımıldama gö-
              rarlıydı.                                          rülmüştü. Bu kalabalık, Sarayköy Rumlarıydı, ağızlarında
                                                                 Zitolar ve ellerinde mavi beyaz Yunan bayrakları olarak bu
                 Bu arada, Yunanlıların Denizli'ye doğru ilerleyişini dur-
                                                                 gelen atlılara karşı çıkmışlardı.
              durmak için, Aydın demir yolunun Eğridir'e dek varan bö-
              lümünü korumak üzere 170'nci Alayın Üçüncü Taburunu  Yunan işgal gücünün geldiğini sanarak büyük bir coş-
              Sarayköy’e görevlendirmişti.                       kunluk içinde istasyona koşuşan ve bağırıp çağıran bu
                                                                 halk, karşılarında kalpaklı  Türk subaylarıyla kabalaklı
                 Sarayköy yakınındaki Menderes köprüsünden Yunanlıları
                                                                 (Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış
              geçirmemesi için ordaki müfrezelere emir vermişti.
                                                                 olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık) Türk atlılarını görünce
                 Sarayköy ve Denizli'de  Yunan işgali için Rumların
                                                                 pek şaşırmışlar ve korkudan çil yavrusu gibi dağılmışlardı.
              havayı hazırlamalarına meydan verilmemişti.        Ekrem Bey’e öbür subay arkadaşları, orada Yunan ordusu
                 Albay Şefik Bey, Çine askerlik şubesinde yeni karargahını  için kurulan bir de tak gördüler ve hemen bunun üzerine
              kurduktan sonra  Aydın bölgesinin zeybek ve efelerini  Türk bayrağını çekiverdiler.
              dağdan indirip eldeki bir avuç jandarma ve nizamiye  Denizli'nin ilk örgütü Menderes Irmağı’nın kıyısındaki
              erleriyle birleştirerek baskınlar için güçlü bir birlik oluşturmaya  Dailli Köyünde yuvalanmış ve tren istasyonu  Yüzbaşı
              çalışıyordu.                                       Vecihi Beyce kontrol altına alınmıştı. İzmir'den gelip giden
                 Halkın gücünü işin içine sokmadıkça bu işin altından  trenler onun gözü altında bulunuyordu.
      Sayı: 41
              kalkılamayacağını iyice anlamıştı.                   Açıkçası: 57.  Tümenin direnme düşünceleri bütün o
      Yürüyüş
                 Yörük Ali Efe de halkın yığınlarının vurucu bir ele  bölgedeki altın yüreklere ve başlara bir dalga gibi çarpmış
      19 Kasım
              başısı olarak kızanlarıyla karargaha gelmiş ve onun emrinde
      2017                                                       ve işgal ordusunun karşısına, bir yığın umacı çıkarmıştı.
              çalışmayı kabul etmişti. Şefik Bey, halk yığınının ruhuna,  (Bu bölüm Hasan İzzettin Dinamo’nun  Kutsal İsyan
              bu ıslak, yağmur yemiş pamuk yığınına, Yörük Ali Efe’nin  Kitabı’nın  3. Cildindan alınmıştır)

                             AYDIN DİRENİŞİ’NDEN  BİZE KALANLAR

                  Şefik Bey Aydın'dan Çine'ye çekilirken, düşmanla sava-  vaşmaya devam ediyorlar.
                şılması gerektiğini,kaçmamak gerektiği gerçeğini biliyor ve  Korkunun yenilmesi,halkın savaşa katılımının sağ-
                bunu pratiğiyle gösteriyor. Evet savaştan kaçmak olmaz,  lanması ve savaştan kaçmak değil savaşılarak düşmanın
                savaştan ancak hain olanlar kaçar. Düşman daha güçlü olsa  yenilebileceği gerçeği çok önemlidir. Korkunun yenilmesi
                bile onunla savaşmanın yollarının bulunması gerektiği  ve savaşılmasıyla ilgili ikinci bir örnek de İkinci Paylaşım
                gerçeğini biliyor Şefik Bey. Çünkü o halkını, vatanını seven  Savaşında faşist Nazi orduları ile ilgili. Avrupa ülkeleri
                ve bu uğurda ölümüne savaşılması gerektiğini de bilendi.   Nazi ordularından çok korkuyorlar. Resmen Nazi orduları
                  Düşmanla savaşmak için bazı şeylerin yapılması gerekir.  denince "general korku" geliyor akıllarına. İşte Nazi
                Bir kez yöre halkını saran bir korkunun varolduğunu  orduları sosyalist Sovyetler Birliği’ne saldırdığında,
                anlıyor. Şefik Bey yiğit Aydın insanını kapıldığı korkunun  Sovyet general Ponfilov'un askerlerinin durumunu da
                etkisinden kurtarmak ve savaşa dahil etmek gerektiğini  komutan Momiş Uli belirtiyor.  “Biz önce kafalarda
                bilerek hareket ediyor. Halkı katmadan savaş kazanılamaz.  general korkuyu yendik, sonra da savaşarak Nazi or-
                Böylece önce halktaki bu korkuyu atacak ve halkı savaşa  dularını yendik, bu savaşı böyle  kazandık” diyor. Kor-
                katmış olacak. Bunun bir gereği olarak, Ege'nin dağınık  kunun kafalarda yenilmesi çok önemli bir yandır.
                bulunan efelerini bir araya getirerek savaş cephesinde sa-  Kurtuluş Savaşı, savaştan kaçmaya, her koşul altında,
                vaşmalarını sağlamak gerekir. Şefik Bey,Yörük Ali Efe'den  halka dayanarak, halkı içine katarak kazanılacağı bilinciyle
                başlıyor. Ve Yörük Ali Efe’yi ikna ediyor. Diğer efeleri de  hareket eden Şefik Bey gibi savaşın kurmayları,Yörük
                aynı şekilde ikna ederek savaşa dahil etmeyi başarıyor.  Ali Efe gibi vatanseverlerin savaşması, savaştırmasıyla
                Giderek kendisine bağlı askerlerin sayısını arttırıyor ve  kazanılmıştır. Bugünkü savaşımızda bu pratikten alacağımız
                yöre halkındaki korkunun da yenilmesini sağlıyor ve sa-  dersler olduğu bilinciyle hareket etmeliyiz.




       52
                                    YENİ BİR DÜNYA İÇİN YOLA ÇIKTIK
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57